Teruko’nun ağlama krizi geçtikten sonra, ayrılırken yeniden dökülen gözyaşlarıyla birlikte, iki kardeş eskiden olduğu gibi bir kez daha canciğer birbirlerine kenetlenmişlerdi. Fakat olan biteni de yadsıyamazlardı, çünkü olanlar bir gerçekti... Şunkiçi’nin dönmesini beklemeden çekçek arabasına bindiğinde, kız kardeşiyle artık sonsuza dek iki yabancı haline geldiklerini anladığı an, kalbine sanki koskocaman bir buzdağı yapışmış gibi hissetmişti kendini.