Gönderi

''..1928'de ondört-onbeş yaşımdayken fark ettim. Beni en çok ilgilendiren, bir insanın bir başka insanı nasıl rahatlıkla öldürebileceği sorusu oldu. Hiç öfkelenmeden, kentin dış mahallelerine giden bir yolda, bu soluk bahar gününde, biraz sonra bu yolun sonunda, bir başkasının yaşamını söndüreceğini düşünecek zamanı da olarak, yürümek. Öfke bu denli uzun sürmez. Cadde boyunca süren neydi ki.? Adalete inanmak budalalığı mı.? Emir mi.? Kışkırtma mı.? Kendisi dışında herkesi bir pislik olarak gören şaşkın bir ruh mu.? Boşalmaya zorlayan şu eğik tüfek mi.? Sürünen bedenlerin görüntüsünü, göz tabakasına işleyen şu bakış mı.?''
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.