Olmadık yerde patlayan öfke nöbetleri.
İki kadeh içkiyle köpüren sulugözlü duygusallık.
Geçmişe dönük özlemlerin umutsuz güzelliği.
Çaresizliğin güç verdiği kadercilik.
Arabesk.
«Gerçekçi ol, gerçekçi ol» diye diye gerçeklerin büsbütün dışında yaşayan insanlar yetiştirmek,
«Bize özgü bir başarı mı?» diye düşünüyorum.
Romantizm bir başkaldırıdır.
«Şöyle olmalısın, böyle yapmalısın, senin için bu iyidir, sana şu yakışır» diyen buyrukçuluğa karşı, başını kaldırmak ve kuralların gözlerine bakmak.
«Nedenmiş o?» diyebilmek.
«Nedenmiş o?Benim için iyi olanı neden hep siz biliyorsunuz?