Öncelikle Virginia Woolf'un İngiliz edebiyatındaki konumundan bahsetmek istiyorum. Kendisi feminist devrimin en önde gelen isimlerinden hatta ilki diyebilirim. Hatta bunu kendi kitabında da gösteriyor. "Lady Burton, kadınların değil erkeklerin evrenin yasalarına uyum sağlamalarına; kendilerini nasıl ifade edeceklerini bilmelerine; neyin söyleneceğini bilmelerine hürmeten erkeklerle ilgili yargılarını çoğu zaman kendine saklardı. (...)" Buradan Virginia Woolf'un anaerkil bir anlayışın karakteri üzerinden anlattığını görebiliriz. Ayrıca Woolf, bilinç akışı tekniğini ilk defa bu kitabında kullanmıştır. Bilinç akışı dili bana ağır geldiği için bu kitabı epey uzun aralıklarla okudum. Arada Bayan Dalloway'in eski aşkı ile konuştukları ve yaşadıklar bana ekstradan deja vu yaşattı. (Beni mahvetti :D)