Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Regas ve tarihçiler
Regas’ı tanımış olanlar ve hakkında yazmış olanlara göre Regas, şişmanca, yakışıklı, çok canlı, sevecen, çok güzel konuşan ve çalgı çalıp şarkılarım kendi okuyan kültürlü bir insandı. Zamanında toplumca benimsenen kimi akımlar Regas tarafından başarı ile temsil edilmişti; toplumun ortaya çıkan çağdaş yada “yeni” olan etik, tarih, müzik, bilim, edebiyat ve eğitim gereksinmelerinin başarılı sözcüsü olmuştu. Soylu bir aileden gelmemekle, sayılı zenginlerden ve güçlü kimselerin koruması altında olmamakla, saygın bir mesleğe sahip olmamakla ve hiçbir resmi ünvan da taşımamakla birlikte böylesine ün kazanması, sayılıp sevilmesi ve taraftar bulması, özellikle o zamanlarda yalnız soylulara saygınlık atfeden feodal kökenli geleneklerin kalıntıları da göz önüne alındığında, çok ilginçtir. Kuşkusuz Regas toplum içinde bir gereksinmeye cevap veriyordu. Halktan bir insanın, din alanı dışında, böylesine bir saygınlık kazanması ve ilgiyi çekmesi o zamana dek rastlanmayan yeni bir gelişme idi. Ancak Yunan Devletinin kurulmasından sonra, milli bir tarihçilik (yada “resmi tarih tezi”) yaratma dönemi olarak algılanabilecek sürede Regas, “Yunan ulusunun kurtuluşunu amaç edinen, ulusal bağımsız devlet yanlısı kahraman” olarak değerlendirilmiştir. Regas, sonradan gelişecek olan olayların başlatıcısı, kurulacak devletin düşünürü, oluşacak ulusun üyesi ve ideologu, kurulacak ideolojinin ilk tohumu olarak algılanmak istenmiştir. Değişen ismi bile bunu güzel bir biçimde göstermektedir: Velestinli Regas, bir antik Hellen ismi alacak, kendisinin hiç duymadığı, hiç kullanmadığı “Regas Feraios” adı ile anılmaya başlanacaktı. Yunan Ihtilali’ne katılmış olan P. Patron Germanos’a göre örneğin, Regas “Hellen ulusuna özgürlük idealini aşılam ak ve (Türk) tirana karşı ihtilal yapm ak” istiyordu (Germanos 2). Yirminci yüzyıla varana ve ulusçu tarih anlayışı aşılmaya başlanana dek, ulusal bir dürtü dışında, farklı nedenlerle ortaya çıkabilecek bir ihtilal olanağı pek düşünülememişti. Yunan milli tarihçiliğinin kurucusu sayılan Könstantinos Paparre gopoulos (1815-1891), Anayasa1 dan, Regas’m tüm uluslara tanıdığı eşit haklardan habersiz görünmekte ve Regas’ı “ulusun ihtilali” için çalışmış olan biri olarak görmektedir. Bir yerde “Pazvantoğlu gibi başka Türk resmi kim selerle de mektuplcıştığım’\yazmakta ama temelde Marş şiiriyle 182İ yılındaki “büyük patlamayı” hazırladığını söylemektedir (Paparigöpoulos 7 10,711). Gene de, Yunan Ihtilali’ni yaşamış hattâ İhtilali yapanlardan biri olan bir Yunanlı lider, Türk tarihçiliğinde iyi bilinen A.Hypselantes’in kardeşi Nikolaos Hypselantes, zamanında pek tekrarlanmayan keskin bir gözlemle Regas için, İhtilal sırasında kaleme aldığı anılarında şunları yazmıştır: Regas “yaydığı kardeşlik anlayışı ile ... yurttaşlarını ... isyan etmiş Müslümanlarla birleştirdi... Günümüzde de Yunanlılar’ın kardeşleri Türkler’in,... Türkler’in de tam aynı biçimde Yunanlılar’ın hayatlarını ... kurtardıklarını görüyoruz; bir Hellen, evini ve ailesini, kardeşi Türk’ün koruması için bırakabilm ektedir; ve kendisi huzur içinde uzak tarlasına gidip çalışabilmektedir... Ama (Regas’tan sonra) koşullar değişti; ve yeni ‘etaireia’nın liderleri bu kardeşliği yalnız Hellenler için kullandı” (Hypselantes 258, 259). Regas ile ilgili iki incelemesi' olan ve Velestinli’nin uluslararası yanım ilk vurgulayanlardan olan ünlü Marksist tarihçi. Gianes Kordatos’un yazdıklarından şu ilginç ye özetleyici değerlendirmeyi seçebiliriz: “Bir çağrı borusu görünümünde olan Devrimci Mani/estosu ile (Regas), dayanılmaz Osmanlı despotizminin tiranlığı altında inleyen bütün herkesi, din ayrımı yapmadan ayaklanm aya çağırmıştı... Regas’ın açık bir biçimde belirttiği gibi, Devlet’i demokratik olacaktı. Bu devletin sınırları bütün Balkanları, Anadolu’yu v,e Ege adalarını içerecekti. Bu yörenin bütün halkını, aynı dini yada dili paylaşm asalar da ‘Hellenlerin torunları’saymıştır (Anayasa madde 1 ve 2)... Regas, her ne kadar ayaklanm adan sonra kurulacak olan yeni düzene ‘Hellen Demokrasisi' adını vermişse de, B alkanlar’daki bütün uluslara eşit haklar tanıyordu. Eğer Philike H etaireia ve Hypsilantes bu (Regas’ın) ilkelerini izlemiş olsaydılar, Boğdan devrimi 1821 yılında bütün Balkanlara yayılmış olacaktı” (Kordatos I, 332-336). . Günümüzde Yunan tarihçiliği Regas’ı “çağdaş” bir anlayışla değerlendirebilmektedir. Günümüzün en saygın Yunanlı tarihçilerden Apostolos E. Bakalopoulos “Marş'ı ile Regas, Balkanlar çapında işbirliği ideallerini dile getirdiği” görüşündedir (Bakalopoulos 1973, 601). Anayasa “her yurttaşa eşit hak” tanıyordu (l.H. 29). Ap. Daskalakis ve L. Branouses, Regas uzmanı iki Yunanlı tarihçidir. Regas’ın Anayasa’sı uygulansaydı, “devletin resmi dili sayılan Yunanca dilinden başka, Regas soydaşlarına hiçbir ayrıcalık tanımayacaktı... Bu devlet bir Balkan, yada daha doğrusu bir Balkan-Asya devleti olacaktı; çünkü Anadolu’yu da içerecekti... Regas, ideolojik canlılığı ve geniş hayal gücü ile, 18. yüzyıl içindeki Yunan'ı, Türk’ü, Bulgar’ı, Arnavut'u, Sırp’ı barışsever ve yasalara uyan yurttaşlar, komşunun kişisel haklarına ve özgürlüğüne saygılı kimseler, devlet iradesine boyun eğen, temsilcilerini karışıklık çıkarmadan seçen, kamusal sorunlarını saygılı bir biçimde tartışan yurttaşlar olarak algılamıştı. Nasıl bir ütopya!" (Daskalakes 1976). • Branouses’te şunları okuyoruz: “Aydınlanma hareketinden ve Fransız Devrimi’nden kaynaklandığına inandığımız Regas’ın kimi ilkeleri, örneğin din, köken vb. farkı gözetmeden bütün halkların kardeşçe işbirliği gibi, dolaylı yollardan yayılmış olan zamanın (Mason) locaları hareketinden de kaynaklanmış olabilir Regas, Sultanın ‘despotizminin’ sona erdirilmesini savunmaktadır Bu planlarında, “Demokrasi”si içindeki kimi ulusların, farklı diller konuşan yada farklı dinlerden olan kimi halkların başka bir ulus tarafından egemenlik altına alınmalarını istediğini gösterecek en ufak bir işaret bulmak olanaksızdır.
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.