İlk bölümde ağdalı bir dil kullandığını görünce zorlanmadım diyemem, ama sayfalar ilerledikçe akıcı bir dil ile sürükleyici bir anlatıma bıraktı yerini. Fransız devrimine de yer yer dokunuşlar yapan yazar aynı zamanda karakterlerden biri de olunca benim için keyifli bir okuma oldu. Hikayeler hem gerçekçi hem ürkütücüydü. Ilkini ve sonuncusunu daha cok beğenmekle beraber herbiri güzeldi. Bir kış gecesi şöminenin başında arkadaşlarınla sohbet ediyor gibi hissediyorsun. Sahi ölüm ve ölümden sonrası kimi korkutmaz ki ?