Kitabı alırken açıkçası 
Locke Lamora'nın Yalanları serisi gibi bir kitap okurum diye düşünerek almıştım. Alırken içerisinde karakter tasvirleri, haritalar olması filan çok hoşuma gitmişti. Spoiler bulunan bir inceleme olacak, not düşeyim bunu ilk :)
Kitap fantastik bir evren olarak evet çok detaylı ama ben duygusal bir bağ bulamadım. Özellikle adaya son gelen çocuklardan biri olan Nick, Peter'dan çok hoşlanmıyor ve annesinin yanına gitmek istiyor. Bu fikri söyleyince diğer çocuklar asla Peter'a laf ettirmiyor. Onları zor durumlardan kurtarıp adaya getiren Peter'a sevgi/saygı duymaları evet çok mantıklı ama nasıl şekillendi bu iş? O duygusal hissiyat bana gelmedi.
Aksiyon sahnesi bolca vardı ama aralarında çok fazla kopukluk vardı. Mesela bu çocukları toplamaya başladı ama onları bu düzene nasıl ikna etti, 1600 yıllık bir süreçten söz ediliyor. Çocuklar Peter ve kraliçe için savaşıyor, ölüyorlar ama asıl dünyada Peter onları ölmekten kurtaracağını söyleyerek buraya getiriyor. Madem ölüm var, niye geldik buraya? Niye kimse Nick gibi gitmek istemiyor?
Ya da daha geçmişe gidelim, Peter bir ailede gözlerini açıyor (bebekliğinde bile etrafı algılıyor vs) 6 aylıkken konuşmaya başlayınca ailesi peri bebeği diyerek onu sokağa atıyor? O aileye nasıl geldi karıştı? Öylesine okunup (düşünmeden üstüne) kafa dağıtabilecek bir kitap ama çok çok kanlı olduğunu da söyleyeyim.. Dağılan vücut parçaları, kopan kafalar gibi.. Çok bana hitap etmeyen bir kitaptı, kurgusunda boşluklar olduğunu düşünüyorum. Hikayenin çok daha güzel bir olay örgüsü olabilirdi.
·
274 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.