Müşteriler gelmişti. İsmail bana bir çay daha söyleyerek müsaade istedi. Bir aile grubuydu gelen. Herhalde nişanlık ya da damatlık elbise alacaklardı.
Damat olduğunu zannettiğim genç birkaç elbise giymiş, hiçbirinin beğenmemişti. Bu gence bakarak ''Son giysin, kefen olacak delikanlı'' dedim içimden. Kefen giydirilirken hiç bir mevta mızmızlık yapmıyor, şimdi olduğu gibi. ''Yok efendim şu renk olsun, şurası şöyle, burası böyle olsun'' demiyorlardı.