Ah Osman ah, bu yazıyı yazarken aklımdan gerçekten bunca AH'ın nereye gittiği geçti ama şimdi kim arayacak. İlla hak eden birilerinin üzerine düşecektir, ah gider yolunu bulur Osman. Hani kitaplardaki karakterlerden arkadaşların olur, onları çok sever, kitap bitse bile bitmeyen sonsuz bir arkadaşlığa yol açarsın da hiç bırakmazsın ya onu, sen o değilsin Osman. Yani arkadaş olduk ama severek değil, okuyucu usulü. Daha böyle ne kadar devam ederiz bilemiyorum Osman. Yine de gerçek şu ki adın dilime pelesenk oldu yoldan geçene, giden sevgiliye, iş yerinde patrona, ayak üstü kandırmaya çalışan satıcıya yani kime kızsam "Boyun posun devrilmesin Osman", "Allah iyiliğini versin Osman", "Püüü sana, böyle mi olacaktı Osman" derken yakalıyorum kendimi. Suç senin Osman. Balbuşuma (
Aylin Balboa) laf yok, o ne yazmışsa sen hak etmiş, ben okumuşum. Bize gelince mutlu bir ilişkimiz olmayacağı kesin ama artık ite kaka beraberiz, sen de biraz ittiriver Osman.