Michel Foucault bu derlemede Cinsellik tarihini bastırma mekanizmalarını merkez alarak inceler, iki kopmanın yaşandığını varsayar. Bunların birincisi XVII. yüzyılda olmuştur: Bu dönem, büyük yasaklamaların ortaya çıkması, yalnızca yetişkin ve karı kocaların cinselliğine değer verilmesi, edepliliğe yönelik zorlamalar, bedenin mutlak olarak unutturulması, susturulmalar ve dile ilişkin
zorunlu utangaçlıkların doğuşudur.
ikinci dönem ise, bastırma mekanizmalarının gevşemeye başladığı zamandır: evlilik öncesi ve evlilik dışı ilişkiler konusunda sıkı cinsel yasaklardan göreli bir hoşgörüye geçilmiş, çocukların cinselliğine ağırlığını koyan tabular büyük ölçüde kaldırılmıştır. Avrupa’da okullarda cinsellik eğitimi verilmeye başlanmıştır. Cinsellik eğitimi ilk Almanya’da uygulanmıştır. Bugün örneğin Almanya’da eyaletten eyalete değişse de ilkokul üçüncü sınıftan itibaren çocuklara cinsellik eğitimi verilmektedir. İsviçre’de bu eğitime ana okulu, bazı kantonlarda da ilkokul birinci sınıfta başlanmaktadır.
“Fuko “ ya göre; Cinsellik” terimi bile, oldukça geç bir dönemde, XIX. yüzyıl başında ortaya çıkmıştır.
Fuko araştırmasının merkezine klasik antikçağdan Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarına değin arzulayan insanın soykütüğünü yerleştirmeye çalışmıştır.
“Hazların Kullanımı” bölümünde cinsel etkinliğin M.Ö. IV. yüzyılda klasik Yunan kültüründe filozoflar ve hekimler tarafından nasıl sorunsallaştırıldığına değinir. Kendilik Kaygısı ‘nda bu sorunsallaştırmanın M.S. ilk iki yüzyılda Yunan ve Latin metinlerindeki durumunu inceler.
“Öğütleyici” metinlerden, yani biçimleri ne olursa olsun, (nutuk, diyalog, elkitabı, kural kitapları, mektuplar, vb.), davranış kuralları öneren metinlerden belge olarak faydalanmıştır.
Aslında bu çalışma Antik çağdan günümüze kadar cinselliği gerek terimsel, gerek algı ve geleneksel bakış açısından ,filozoflar ve teorisyenlerden de faydalanarak karşılaştırmalı bir büyüteçle bize aktarmıştır.
Sansürlenen, üstü kapatılan, tabu haline getirilen, ayıp ve günah sayılan bu kavramın yolculuğunu ne kadar biliyoruz. Neden konuşulmasın istiyoruz? Aslında gizlenmek istenen nedir? İşte bu soruların cevabını almak istiyorsanız kesinlikle Okumanızı tavsiye ederim.