Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan'ı psikolojik romana yakın bir tarzla yazmış olmasına rağmen olay örgüsündeki heyecan da son sayfaya kadar okuru peşinden süreklemektedir..
Kahramanımız Ömer karakterindeki zayıflıktan kaynaklanan tembelliği,
aldığı kararlarda sebat edememesi, hiç kimseye hayır diyemediği için içine düştüğü müşkül durumların faturasını içinde bir şeytan olduğunu iddia ederek bütün sorumluluğu ona yüklemektedir..
Eşi Macide'yi çok sevmesine rağmen ona karşı güçlü ve iradeli bir duruşla sahip çıkamamasını bile içindeki şeytana isnat etmektedir..
Sabahattin Ali romanında o dönemdeki bazı yazar ve şairlerin kendilerini dünyanın en önemli kalemşörleri gibi göstermelerine , mütefekkir, bilim ve sanatta çok donanımlı göstermek için süslü laflarla çevrelerindekilerin gözlerini boyamalarına ve fakat aslında düşük karakterli namus ve ahlâk yoksunu bu insanları çok başarılı bir şekilde hicvetmiştir...
Karakterlerin fiziki ve ruh tasvirleriyle, mekanların görsel tasvirleri öyle başarılı yapılmıştır ki kitap okumuyor da film izliyormuşsun gibi hissettirir...