#züccaciyedükkanındabeyazfil
Züccaciye Dükkanında Beyaz Fil
Herkese Merhabalar...
Sizlere ben ne okudum böyle dediğim bir kitap ile geldim.
İtiraf etmem gerekirse bu tarza pek hakim değilim.
Peki ne o tarz yeraltı edebiyatı...
Fazla hatta neredeyse bu tarz okumadığım için nasıl yorum yapacağımıda hali ile bilemiyorum.
Kitabımız bir yeraltı edebiyatı ...
Fazla sert fazla belaltı ama yazarımızın yazımı ve konuyu işleyişi ile beni rahatsız etmedi.
Zira konu ile bütünleştirip bunu sağlamlaştırmış öyle nasıl desem yok artık dedirtecek türden değil.
İlla ki yok artık diyenler olacaktır ama bunlar da var yani hayatta yazmış olmak ,okumak ve yorumlamak da buna dair olsa gerek.
Artık bu çizgileri aşmak gerek yani bu yüzden yazarı da tebrik ediyorum.
Olan şeylerin yazılması kadar normal bir şey yok asıl olan bir şeyi yadırgamak anormal olur.
Neyse ben bu konuya neden girdim yahu sanırım kitap vasıtasıyla bir kamu spotu yaptım.
Ehhh yeri gelmişken söylemiş oldum içimde kalmadı hatta bu da hesapta yoktu içimden geldi diyeyim.
Kitabın ismi dahil dikkatinizi çekiyor değil mi?
Kesinlikle içeriği ile de okumaya başlar başlamaz dikkatinize çekecek.
İlk sayfadan son sayfaların sonuna kadar karakterimizin ismini bilmiyor ama neler yaşadığını öğreniyorsunuz.
Ama bu yaşanılanların okurken ise şaşkınlık içinde oluyorsunuz.
Karakterimiz kendisini her açıdan sorgularken hatta bizi de dahil ederek sorgulattırırken buluyoruz.
Evet karakterimiz günahkar bir birey sayısız ilişkiler içerisinde bu olayları da anlatıyor.
Bu yaşadıkları ise adeta bir döngü içerisinde peki akıllanıyor mu?
Hayır tekrar tekrar yaşıyor biz ne çıkarıyoruz derseniz satır aralarında bulacağınız şeyler aslında çünkü yazarımız hikayeye onları ustalıkla yerleştirmiş.
Ve kitap sonunda da hiç ama hiç tahmin edemeyeceğim bir sona doğru götürüp bağladı ki ancak bunu okursam bu kitabı sevebilirdim dedim.
Öyle de oldu
Sonunu okuyunca ayrı bir içime sinen kitap oldu.
sahneler içerir Ponçikellalar uzak durun...