İçinde bulunduğumuz dünya mütefekkirin yarım asır evvel dile getirdiği hâle mutabık olarak; yanlış olanlarla doğru olamayanların arasındaki kavgada yanlışın tasfiye edilmesi ihtiyacının hissedildiği (postmodernite), ancak yerine ikame edilecek doğrunun olmadığı ve bu olamayışın ızdırabının çekildiği bir dünyadır.