Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
N'oldu şimdi yani :)
Halide Edip, Akile Hanım Sokağı romanını 50’li yıllarda kaleme almıştır. O dönem İstanbul’una dair bizlere ipuçları sunduğu bu roman, Türkiye’nin çağdaşlaşmaya başlayan yüzüne ışık tutuyor denilebilir, en azından o yıllar için fazla çağdaş. :) O dönemlerde özellikle Avrupa ve Amerika’da fırtınalar estiren Rock’n Roll, striptiz, kuşak farkları, giyim kuşam gibi kısaca modernizm adı altında gelişen dünyanın ülkemize yansımaları konu edinilmiş. Bunlar konu edinilirken de, ülkede yaşayan bireylerin bu durumlara uyum sağlayan tarafları ve sağlayamayan tarafları olarak bizlere her iki bakış açısı sunulmuş. Ben Halide Edip okumayı severim aslında. Fakat bu eserinde bir yarım kalmışlık hissine kapıldım. Nermin ve Tarık arasındaki kıskançlık durumu ne oldu mesela? Ya da Gülbeyaz’ın hayatı nasıl evrildi, Akile Hanım’ın yaşantısında neler değişti? Ayşe, Mary Jones tarafından Amerika’ya götürülüp tedavi ettirildi mi?.. Yani bunların cevabı cidden yok kitap içerisinde. Bu kitap bir durum öyküsü olsaydı, “evet derdim bu şekilde sonuçlanması normal.” Fakat, kitap bir roman olarak kaleme alınmış ve yukarıda sözünü ettiğim isimler, birbirlerinin hayatına bir şekilde girmiş. Bu yüzden okurun, bu isimlerin yaşamış olduğu hayatlara dair sonuçları merak etmesi de gayet normal geliyor bana. Çünkü hayat hikayeleri amiyane tabirle bir anda çat diye kesiliveriyor. Açıkçası kitaplığımdan indirirken büyük bir heyecana kapılmıştım fakat istediğim tadı tam olarak alamadım ne yazık ki. Mini spoiler!!! Kitap üç kısımdan oluşuyor. Öncelikli olarak kitaba adını vermiş olan Akile Hanım Sokağı tanıtılıyor. Aslında sokağın adının farklı olduğu fakat o sokakta oturan Akile Hanım’ın bilgisiyle, insanları yönlendirmesiyle, sokakta yaşayan kişilere kendisini kabul ettirmesiyle ve sevdirmesiyle sokak bu isimle anılmaya başlanıyor. Daha sonra Nermin’in hayatına dahil oluyoruz. Kendisi, teyzesi ve eniştesiyle birlikte bir hayata atılıyor ve Amerika’da onlarla yaşarken dönemin önemli hariciyecilerinden olan Tarık ile evleniyor (evlenme teklifini de ilk dansta alıyor hem de ilk tanışmada, bak bak, o kadar kolay mı ya evlenmek, neyse jdjdjdj). Sonrasında Tarık’ın yurt dışı işleri devam ederken Nermin, teyzesi ve eniştesiyle birlikte Türkiye’de kalıyor ve olaylar burada şekillenmeye devam ediyor. Karşılarındaki konakta doktor yardımcısı olan Gülbeyaz’ın hikayesine geçiş yapılıyor bir anda. Ve Gülbeyaz’ın da aslında bu aileyle garip bir bağlantısı var (anlatamam, büyük spoiler olur jsjsjsjsj). Daha sonra olaylar, ülkede ilk kez yer alan Rock’n Roll ve strip-tease gösterilerine geliyor ve burada bir anda roman Nermin’den, Tarık’tan çıkıp başka bir yöne evriliyor ve karşımıza Sadi Arslan ile Cıbıl Gız olarak anılan Ayşe çıkıveriyor. Olaylar artık tamamen onların yönetiminde oluyor. Zaten eksik ve yarım kalmışlık hissi de işte tam bu noktada başlıyor. Yani kitap içerinde bir daha ne Gülbeyaz'dan ne Nermin'den ne de Tarık'tan haberdar oluyorsunuz…
Âkile Hanım Sokağı
Âkile Hanım SokağıHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 2020388 okunma
·
2 artı 1'leme
·
218 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.