KURTULMAK İÇİN KURTARMAK LAZIM Kitapları genellikle anlamak, en azından kendimiz tarafından anlamlandırmak için okuruz. Ama bazı kitaplar vardır ki hayatınızı etkiler,ruhunuza dokunur. Kalbinizde kendinizin bile açıklayamadığı yaraları görür ve bu yaraların ruh dilindeki karşılığını bütün açıklığıyla size gösterir. Peki ruh nedir? Enbiya suresinde geçen biz ona ruhumuzdan üfledik ayetinin manası eşrefi mahlukat olmamızda ne kadar etkili? Biz bu halden ne tür bir anlam aramalıyız? Her sorunun cevabı var mıdır? Varsa bile doğru cevap mıdır? Doğru cevabı bulmak mı gerekir yoksa aramak yani cevabı bulmak için yolda olmak yeterli midir? Doğmak nasıl gerçekleşir insan için ya da farklı bir noktada insan ne zaman doğar? Doğumu sadece biyolojik olarak anne rahminden çıkmakla mı sınırlarız yoksa insan birden fazla kez doğabilir mi? Peki doğumu akılla mı yoksa hisle mi açıklayabiliriz? Bu kadar soru tek bir kitapla mı oluştu?tabiki hayır. Bu kadar sorunun cevabı var mı ? hayır,yok. Mustafa kutlu'nun NUR'unu ilk okuduğumda hayatımı ne kadar etkilediğini çok iyi hatırlıyorum.sonraki yıllarda ne zaman kendimi kötü hissetsem,içinden çıkamadığım düşünceler beni yorsa hep Nur bir şekilde tekrar onu okumam için kitaplığımda beni bekledi. Bir kitaba bu kadar anlam yüklemek garip gelebilir ama bu insan eğer kitabın her sayfasında kendini buluyorsa ve kitap bittiğinde her okuduğundan farklı bir düşünceyle çıkabiliyorsa o kitap belkide gerçekten o'dur. Bu sebeple bugün nur'dan bahsetmek istiyorum size. Nur çocukluğundan itibaren çok başarılı,kitap okumayı seven,zengin bir ailenin kızı ama bir sorunu daha doğrusu kendi içinde çözemediği manevi-tasavvufi soruları var. Sorular derin cevaplar ise teslimiyetine bağlı. Kitap boyunca bu süreci tek tek Nur ile beraber yürüyoruz. Sinan bu sürecin önemli bir kahramanı esas kızımıza ilk gördüğü andan beri aşık ama ondaki soruların da farkında. Nur'un bir kalbi var ama acıyor. Acı sonunda mistik bir şekilde sonlanıyor ama süreç sancılı. Nur' un kendi içinde yaşadığı bu durumlar her okuyucu için farklı sonuçlar çıkmasına sebep olabilir ama ben kitabın sonunda defalarca okumama rağmen Sinanla mutlu bir sona ulaşacaklarını düşünürek,o heyecanla okuyorum. Mutlu sondan kastım tabiki göreceli ama evlilikten bahsetmiyorum. Kitap boyunca iki aşık birbirlerinin aşığı olduklarını hissettikleri halde bu konu hakkında konuşmuyorlar. Sanırım bu kitaptaki 'dünyevi aşk' yorumlamasında aşk dediğimiz duyguyu önce hissediyoruz sonra aklımızla tasdik ediyoruz aynı iman etmenin esasında olduğu gibi. Eserde ayrıca mekan tasvirleri ve eleştirileri çok güzel bir şekilde işlenmiş, karakterlerin mimar olması tesadüf değil yani :) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir'i ve Evliya Çelebi detaylarda çok kıymetli bir şekilde işlenmiş. (ki tam buraya ufak bir hayalimi bırakmamda bir mahsur görmeyerek hayatımın bir döneminde elimde Beş Şehir kitabımla Bursa, Ankara, Erzurum ve Konya'yı gezmeyi istiyorum.) ''maddeye geçmesini istedikleri bir ruh ve iman'' kitapta ruh maddeye,maddeyi aşkla işlersen geçer ama kalp gözün açıksa onun aşkın bir eseri olduğunu anlarsın düşüncesi verilmiş. Burada bahsedilen ruh ve iman kavramları yukarıda bahsettiğim aşk ve iman ikilisiyle doğrudan ilişkili. Eşyaların bizleri boğduğu bu dönemde bu zarafeti anlamak mümkün müdür ya da kalp gözümüz açık mıdır bilinmez. Bildiğim tek şey Nur'un kitabın sonunda anladığı KURTULMAK İÇİN KURTARMAK LAZIM dediği hakikatin kendi hayatımda, hayatımızda uygulayıp,uygulayamayacağımızın bitmeyeğini bilmemiz ve kabullenmemizde olduğudur.

NurMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20144,023 okunma

·

1 artı 1'leme

·

59 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Şeyma Kübra