Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Güneşin insanı iyileştiren, hastanın ruhunda medfûn nekâhet hissini uyandıran, bir özlemin, bir arzunun soyut renklerini tahrik eden sessizliğini, göz kapaklarımın ardında, hayal tadında bir uykuda arıyorum şimdi. Tek elemini Allah'ın ellerine bırakma istiğnası ve dua ederken dilsiz ve dudaksız yakarma halinin tevekküle yakınlığı insana bir rahatlık veriyor. Tatlı bir üşümeyi nasıl da güzel dindiriyor güneş! Sessizliğin masala dönüştüğü anın keyfi hiç bitmese... Unutulmuş bir güzergâhın tam ortasındaki durakta inme hayalini kuruyorum şimdiki zamanın kontrol edemediğim akışında. Yalnızlık hissinin istirahate dönüştüğü, yalnızlıktaki elemin ince bir hazza tebeddül ettiği, dakikaların zulmünden kurtulmuş bir zaman aralığının keyfini sürmek istiyorum. Kendine ne kadar yaklaşabilir insan!? Ne kadar eğilebilir hastalığının üzerine? *** -Memleket nere? -Kastamonu -Neresinden? -Tosya Madenlerde hasta bedenime güneşin etkilerini yazarken yaşlı bir çift geldi yanıma. Selamdan sonra konuşturayım şunları dedim. Biliyordum ki saf Anadolu ağzı konuşacaktı benimle. Kesin dedim bunlar çocukların yanına gelmiştir. Kılık kıyafet İstanbul ile uyumlu değil çünkü. Güneşin sıcaklığı yetmedi biraz da bu insanlardan sıcaklık almak istedim itiraf edeyim. Amcanın ismini sormadım ama kısaca anlattı hikâyesini. Şimdi yaylada olmak vardı diye içlendi. "Kuzineye meşe odununu atacaktın, sonra yanına varıp uyuyacaktın." Evet ben de bunun hayalini kuruyordum siz geldiğinizde tam olarak. Amcanın ön dişleri eksik ağzında İstanbul'a da bu yüzden gelmişler. "Yengenin ağzı bitti sıra benimkinde" diyor. Tatlı bir pelteklik var dişsizlikten, bir de Kastamonu rayihası var telaffuzlarda... Neşet dinler gibi otur dinle (diyne mi deseydim?!) Teyzeye ayrı parantez açmam gerekiyor. Al yanına çocuk gibi sev. O kadar tatlı. Gözü yerden kalkmıyor, ağaran saçları baş örtüsünün kenarlarından hafif çıkmış. Bence yorgunluktan çünkü biraz yürüdükleri belli oluyor. Şimdiki zamana o kadar çok maruz kalmışlar ki sanki tam bir geçmiş zaman olmuşlar. Geleceğe dair mutlaka ümitleri vardır ama teyze şimdilik yeni dişlerinin ağzına tam oturup oturmayacağını merak ediyor. Memlekete dönünce arkadaşlarına diş macerasını anlatacak. Anlat ve teyze, İstanbul'da gözlerini yerden kaldırmadığını anlat. Yok ben anlatayım en iyisi, sen marifetini anlatmaya elbet çekinirsin. Amca be! Kastamonu'da misafirin olmayı çok isterdi bu kardeşin. Teyzenin elinden ekşi bir ayran içsem, ahşap yayla evinde talaşla tutuşturup, meşe odunuyla beslediğin kuzinenin dibine hafif rutubet kokulu yün döşek sersen... Uyusam Anadolu uykusuyla... Bir öğlen güneşi geçse üstümden... Ezanla uyansam...
··
492 görüntüleme
mistik okur okurunun profil resmi
"Bir misafirliğe gitsem Bana temiz bir yatak yapsalar Her şeyi, adımı bile unutup, Uyusam… Kalktığımda yatağım hâlâ lavanta koksa Kekikli zeytinli bir kahvaltı hazırlasalar Nerede olduğumu hatırlamasam Hatta adımı bile unutsam…" 🌿🌻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.