Gönderi

Zihinlerde hep Abdülhamid sarayının bu müthiş boğazına akıp eriyen fakir milletin paraları çalkalanıyor ve millet açlıktan kıvranırken yüzlerce koyun, tavuk, hindi yutan, yüklerle meyve ve sebze, şeker eriten, mangalına bir avuç kömür, ocağına iki odun koymaktan aciz bir halk kara kıştan titrerken azim kazanların altına yüzlerce araba mahrukat döken bu saray mutfakları, adeta bir dağ mehabetiyle şişip kabarmış mahuf bir canavar şeklini alıyordu.
Sayfa 43
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.