Psikolojik geçmişin önemiyle ilgili iki görüşü tıpkı burada yaptığımız gibi keskin bir şekilde karşılaştıracak olursak böyle bir çelişkiye yuvarlanırız. Gerçekte sorun, şu mu yoksa bu mu sorunu değildir. Doğuştan kaynaklanan belli bir duyarlılık özel bir geçmiş, çocukluk dönemine ait olayları özel bir biçimde yaşamayı üretir, bu olaylar da sonuçta çocuğun dünyaya bakışının gelişimini etkiler. Güçlü bir etki bırakan olaylar duyarlı insanlarda mutlaka bir iz bırakır. Bazıları bu etkiyi ömür boyu taşır ve bu tür olaylar kişinin bütün zihinsel gelişimini belirgin bir şekilde etkiler. Çirkin ve düş kırıklığı yaratan cinsel deneyimler duyarli bir kişiyi yıllar sonra bile korkutmaya devam eder, öyle ki salt cinsellik düşüncesi bile büyük dirençlere yol açar.