Merhaba , duygularımız nasıl oluşuyor, sorusunun cevabını arayan herkese önerebilecegim bir kitap.Özellikle psikoloji ve sinirbilime ilgi duyanlar, duygularını daha iyi anlamak ve kontrol etmek isteyenler , kültür çalışmaları yapanlar ya da toplumsal konulara ilgi duyanların mutlaka okumaları gerektiğine inanıyorum.
Beynimiz nasıl çalışıyor? Beynimiz ve kültür duygularımızı nasıl etkiliyor?
Duygularımızın neredeyse tamamen bizden kaynaklandığını düşünmeye teşvik ediliyoruz. Küçük bir kızın duygularını, utangaç mor bir inek olan Fear ve güneş renginde coşkulu bir kadın olan Joy gibi çizgi film karakterleri olarak gösteren 2015 Pixar filmi Inside Out'u düşünün; her ikisi de küçük kızın kafasının içinde, bazen onu zorlayan ve hakim olunması gereken ,bazen de desteklenmesi gereken bizi yükselten duygular.
Ama yanılıyoruz. Duygular ; biz, beynimiz ve sahip olduğumuz kültürel arka plan bir takım halinde inşa ediyor; bu , alışılagelmiş kabullerimizden çok daha incelikli ve karmaşık bir gerçeklik.
Duyguların reflekslerden oluştuğu fikri (bazen rasyonelliğin ötesinde bir alanda var olan evrimin eserleri) binlerce yıldır ortalıkta dolaşıyor. Buna klasik görüş denir ve Aristoteles'ten Buddha'ya, Darwin'den Descartes'a ve Freud'a, Steven Pinker, Paul Ekman ve Dalai Lama gibi günümüz düşünürlerine kadar herkes tarafından benimsenmiştir. Bu görüş aynı zamanda duyguları evrensel olarak görmektedir. Peki gerçekten hepimiz aynı duygulara, aynı şekilde, aynı derinliklerde mi sahibiz? Düşünün üzüntünün çok çeşitli ifadeleri var: keder, gam, tasa sadece aklıma gelenler.
Beyin, duyguları yaratır. Çoğunlukla doğuştan gelen bir “duygu” olarak düşündüğümüz şey, gerçekte kültür, beyin ve bedensel duyumlarımıza ilişkin yorumlarımızla oluşur.
Bu yüzden" Duygular hava durumu gibidir. Gelip geçer ." Sözünü unutmayıp, gercekleğin çok başka olabileceğini her zaman hesapta tutmalıyız.
Lisa Feldman Barrett
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.