"Ölmek bir an mıydı, evet; bir süreç miydi, ona da evet. Son ana dek, beden yavaş yavaş gömülüyordu suskunluğa, derin sulara gömülür gibi. Ölme aşamasındaki hastayla konuşmak gerek demişti, bir hekim dost, en son susan işitme duyusudur. Sesi duyar, sessizlik okyanusuna gömülen, karşı kıyıdan uzatılan bir halata benzer, ses..
Peki yoğun bakımdaki hastanın kim elini tutacak, kim ona 'seni seviyorum' diye fısıldayacak? Aletlerin soğuk metal teması mı, plastik boruların cansız dokunuşu mu?"