Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Tolstoy, Kierkegaard'ın estetik plan dediği sanattan din planına sıçramış ve o planda estetiği, sanatı red ve inkår etmiştir. Yunus'sa estetik planını bir haz planı olmaktan çıkarmış, o planı çekip din planına uzatmış ve yerleştirmişti. Bu yüzden, yaşlılığında da hem sanat, hem eriş yolunun yemişlerini topladığını görmüştü. Ona çift sofra inmişti gökten: Din ve sanat. Düz yoldan gittikleri halde arkadaşları, o, hem düz, hem dolambaçlı yoldan gitmişti. Onlar, doğrudan doğruya kendisinin mânevî tasarrufuna sığındıkları halde, O hakikatin toplumda büründüğü biçim, sanat ve şiir gücünü yedeğine alarak ilerliyor. Ve aldanmıyor. Çünkü böylece angaje olduğu afâkî gerçek, kendi gerçeği, enfüsî gerçektir de. Yani mutlak gerçek. Buradan, gerçek bir angajmanın, gerçeğe angaje olmanın çift kat verimliliği söylenebilir. Böyle bir yazar, sanat biçimlerinin sultasından kendisini kurtarmış, sanat ocağına kurumaz, tükenmez bir kaynak bulmuş olur. Sanat, bir yüksek fırınsa, fikir, o ocağı besleyen maden damarlarıdır. Ocağa, ham madde vermezseniz ve buna rağmen ateşlemeye devam ederseniz, fırın, içindeki son kırıntı ve kalıntıları da yaktıktan sonra kendini içten yemeye başlar. Tersine, gerçek bir fikre angaje olmuş bir yazar, hem sanatın, hem fikrin yemişlerini toplar."
Sayfa 35 - Diriliş Yayınları
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.