Bu gece, harikulade güzel bir geceydi. Her zamankinin iki misli kadar büyük görünen ay, yerinden firlamus, topraga ve denize adamakilh yaklagmis gibiydi. Duvar harabelerinin ve çöp yiginlarinin üzerinde fiskiran arsiz nebatlar bir masal bahçesinin çiçekleri gibi nazlı nazlı sallaniyorlardi. Sahili ara sira yalayan dalgalarin islattigi yosunlu çakillar, türlü renk oyunlar yapan kiymetli taslar gibiydi. Her seyde yari sarhos, yarı baygın bir hal vardi. Her seyden, bu sessizlige ve bayginliga rağmen, oluk oluk hayat fiskiriyordu.