Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Titreşen dudakları, sönük bir sesle fısıldıyor gibiydi... Dalmıştı. Dünya ile bütün alışverişini kesmişçesine... Asrın insanına sitem ediyordu. Doluktu, hissiyatını fısıltı halinde dökmeye çalıştı: Günahlarıma of, suçlarıma of, yıkılmış fitne dolu kalbimi idrak edemeyişime of, perişan olmuş hissiyatımı anlayamayışıma of.. Ürpermeyen kalbi insanın taşıması, içinde azap, sırtında bir yüktür. Taştan daha katı gönüllere of... Günde beş defa Mevla'ya asi olan zalimlere of... Kadir-i Mutlak'a isyan eden acizlere, kendisini tanımayan insanlığa of... Koluma takılan kelepçelere, dilime vurulan mühürlere of... İsteyen benim gibi of çeksin, isteyen her vahşetin karşısında nemelâzım, deyip geçsin. Ben kendisini medeni bilen âciz insanlığın namına "of" çekiyorum. Istırap bir noktaya geldiği an, gözlerdeki yaşları da kuruturdu. Ferhat'ın didesindeki hararet, o nurdan pırıltıları, inci inci dizilen gözyaşlarını bile kurutmuştu. Komiser mazbatasında yaralının, Ferhat'a hitaben cümleleştirdiği küfrü aynen kayda geçmişti...
Sayfa 107Kitabı okudu
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.