Ammar’ın sevinç gözyaşları yanağından süzülerek hasırın üzerine düştü.
Bu göz damlaları, çiçekleri, gülleri, laleleri yeşerten su damlalarından daha ulviydi. İmanın rahmani seliydi.
Bir konuşma diliydi.
Beden ile ruhun imani noktada buluşmasının yüceliğiydi. Kelimesiz ve cümlesiz, sessiz ve sedasız…