Çok ilginç bir kitap. Sadist ve mazoşist ilişkisi ile başlıyor ancak kadın ve erkek eşitliğini vurgulayarak bitiyor. İki karakter de birbirinden sinir bozucu. İnsan, kitabı yumruklamak veya camdan aşağı atmak istiyor. Okurken sinir ve stresten ötürü karnınıza ağrı girebilir. Muhteşem diyemem ama bence güzel bir kitaptı. Aniden konuyu eşitliğe bağlamasına şaşırdım çünkü kitap boyunca kadının ne kadar baskın bir erkek sevdiğini, erkek karakterin ise kadınların sevebileceği kadar baskın olmadığı vurgulanmıştı.
Cinsellik olacağını düşündüm ama hiç yoktu. Kitabın kapağına bakınca erotik bir kitap okuyormuşsunuz gibi hissettiriyor ama alakası bile yok.
O dönemde erkek yazarlar, kadın tarafından cezalandırılmayı onur kırıcı görürken Kürklü Venüs'ün yazarı, bir kadın tarafından cezalandırılmayı bir lütuf olarak görüyor. Tanrı'ya değil de kadın heykeline tapması beni aşırı güldürdü. Yazar hakkında pek bilgim yok ama bana kendisini yazmış gibi hissettirdi. Tuhaftı. Mazoşist bir adamın iç dünyasını ve kahroluşunu okumak istiyorsanız... devam edin.