Nehrin Dönemeci / V.S.Naipaul
2001 Nobel Edebiyat Ödülü
“Bir hiç olanların, hiç olmaya boyun eğenlerin dünyada yeri yoktur.”
Sömürgecilik ve yıkımları üzerine bir metin okuyacağım beklentisiyle başlayıp sömürge sonrası dönemin günlük olayları ve yerel yönetimler gibi Batı’ya hiç dokunmadan kaleme alınmış bir metin bulunca şaşırdım açıkçası. Afrika’nın o kara geçmişine bir perde çekilmiş ve bunun adına da tarafsızlık denmiş. Oysa böyle bir geçmişe tarafsız kalmak, tarafların en büyüğü demek değil mi
Kitap aslında sömürge dönemini değil de sonrasındaki Afrika toplumunu anlatıyor. İnsanların günlük yaşantılarını, kendi içlerinde bile bir kast sistemi kurduklarını, k*leliğin hâlâ kendi içlerinde de devam ettiğinden bahsediyor. Sömürge sonrası dönemin tüm sancılarından bahseden yazar belki de o nehrin dönemecini geçemeyen insanların dramnı anlatıyor.
Akıcı bir anlatım ama duygular eksik gibi geldi bana. Aynı hissi Karanlığın Yüreği’ni okurken de duymuştum. Çok sevemedim belki ama bilmediğim birçok şeyi öğrendiğim ve çok merak ettiğim bir yazarla da tanışma kitabı oldu benim için.
#1nobel1klasik grubumuzla Şubat ayında Christopher Marlowe’un oyunlarını okuyacağızŞimdiden çok merak çok aşk
#alıntılarım
“Bayrak ve başkanın portresi sadece fetişleri, otoritelerinin kaynağı gibiydi.”
“Artık yönetmelikler yerine, rüşvet vermediğiniz müddetçe sizi hep haksız çıkarabilen memurlar vardı.”
“Hayatımda ilk olarak sömürgeciliğe karşı öfkeyle doldum. Bu öfke sadece Londra’ya ya da İngiltere’ye karşı değil, kendilerinin böyle yabancı bir hayale görülmesine izin verenlere de duyulan bir öfkeydi.”
#1nobel1klasik #nehrindönemeci #vsnaipaul #postkolonial #nobelprize #birdahaoku