Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Yazarımızın yaşadığı  Victoria dönemi İngiltere'sinde edebiyat konusunda erkek egemen bir anlayış hakim. Dönemin düşünce yapısında kadın yazarlar pek ciddiye alınmıyor: Kadınlar sadece "romantik aşk kitapları yazabilir" -ciddi romanlar yazamazlar- gibisinden bir tutum, kadın yazarlara karşı böyle bir yaklaşım böyle bir önyargı söz konusu. Bu sebepten dolayı asıl ismi "Marry Ann Evans" olmasına rağmen yazarımız ciddiye alınma maksadıyla "George Eliot" takma adıyla yazmaya  başlıyor. İngiliz Edebiyatı denilince akla gelen en etkin isimlerden biri olması dönemin yaklaşımının ne kadar saçma olduğunun kanıtıdır sanırım. Kitaba gelecek olursak, Silas Marner, Lantern  kasabasında yaşayan genç bir dokumacıdır. Kasabasında alçakgönüllü, dinine bağlı, saygılı bir adam olarak bilinir. Aynı kasabada yaşayan genç bir kadın olan Sarah'la nişanlanır. Nişanlandıktan kısa bir süre sonra kasabanın yaşlı din adamı ağır bir şekilde hastalanır ve yataklara düşer. Kasaba halkı sırayla bu yaşlı adama bakmakla görevlendirilir. Sıra Silas Marner'e geldiğinde en yakın arkadaşı olan Willam Dane hain bir plan yapar. Silas'ın bir anlık dalgınlığından yararlanarak kilisenin parasını çalar, üstelik yaşlı adamda tam bu sıralarda ölmüştür. Kasabanın kilise cemaati olan Lantern Meydanı Kardeşliği toplanır. William Dane yaptığı hırsızlığın suçunu Silas Marner'e yükler. Silas ne kadar çabalasa da kendisini bu cemaat karşısında haklı çıkaramaz. Uğradığı tüm bu haksızlık yetmezmiş gibi bir de nişanlısı Sarah nişanı bozar ve William Dane ile evlenir. Bu yaşananlar sonucu Silas Marner Tanrı'ya ve insanlara olan inancını yitirmiş bir şekilde doğup büyüdüğü kasabadan göç eder. Raveole kasabasına yerleşen Silas, gözlerden ırak insanlardan olabildiğince uzak bir şekilde yaşamını sürdürür. Marner Usta Raveole kasabasında on beş yıl geçirmiş, dokuma tezgahında çalışıp çabalayarak hatrı sayılır bir miktarda altın biriktirmiştir. Bir gün Marner Ustanın biriktirdiği tüm altını çalınır. Bu olayın yaşanmasından kısa bir süre sonra Marner Usta'nın kapısına küçük bir çocuk emekleyerek gelir, annesi evin yakınlarında karlar altında ölmüştür. Babasının da ortaya çıkmamasıyla Marner Usta bu küçük kız çocuğunun bakımını üstlenir. Çaldırdığı altınların yerine Tanrı ona küçük Eppie'yi bahşetmiştir. Onun varlığı yıllar boyunca Silas Ustayı hayata bağlar ve kendisi için âdeta bir yaşam sevinci oluşturur. Eppie artık büyümüş ve evlenme çağına gelmiştir. Yıllar sonra yaşlı Silas Ustanın kapısına kasabanın zengin bir Derebeyi olan Godfrey gelir. Silas Ustaya yıllar önce biriktirdiği altınlarını kendi kardeşi olan Dunstan'ın çaldığını ve kardeşinin öldüğünü söyler. Tüm bununları söylemesinin ardından Eppie'nin de gerçek babasının kendisi olduğunu, yıllar önce karlar altında can veren kadının kendi eşi olduğunu söyler. Marner Usta kendini hayata bağlayan kızını vermeye hiç de niyetli değildir ama kararı Eppie'ye bırakır. Eppie'de yıllar boyu ona bakan ve babalık eden Marner Ustayı bırakmamakta kararlıdır. Kitap genç Eppie'nin evlenmesi ile son bulur. İftiraya uğramış ve dışlanmış bir adamın inancını taşra yaşamı içerisinde irdeleyen, yıllar sonra ortaya çıkan gerçekleri usta bir kalemle gözler önüne seren güzel bir kitap...
Silas Marner
Silas MarnerGeorge Eliot · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018633 okunma
·
1 artı 1'leme
·
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.