Jane Austen'ın kaleme aldığı hikayelerdeki, erkek karakterler tarafından yazılan aşk mektupları beni her defasında çok duygulandırıyor ve bu kadar duygulu ama bir o kadar da gururlu ve asil erkeklerin neredeyse olabileceğine inanıyorsunuz, bunları zaten bir kadının yazdığını hatırlayana kadar.
Austen, hiç evlenmemiş bir kadın olmasına rağmen, hırçınlık dolu ama bir o kadar da saygıyla yaşanan aşkları o kadar güzel kağıda döküyor ki, yazarın kendi muhtemel özel hayatını ya da bu hayal gücünün kaynağını merak etmeden duramıyorsunuz.
Filmi izlemek isteyenlere ise naçizane 2007 yapımındaki Sally Hawkins ve Rupert Penry-Jones yorumunu öneririm.