52.sayfa
10. Beyt
Ateş-i işkest kender ney fütâd,
Câşiş-i işkest kender mey fütad
-Aşk ateşi ki, hakikatte neye düştü. Ve aşk coş-
kunluğu ki, hakikatte mey'e düştü. Bu mey'den
içen büyük ıstıraba düşer.
[Aşk, muhabbet şekillerinden biridir. Zat'ın sıfata mey-
linde kalpte zuhur eder, bütün damarlarda akıcı ve bütün aza
ve tâkata bulaşıcıdır. Bu sebeptendir ki, Hallac'ın (k.s.) âzaları
kesildiğinde yere dökülen kanı Allah lafzının şeklini almış; ve
Züleyha elini kestiğinde kanı, "Yusuf, Yusuf" diye yere düş-
müştür. Bu aşk, muhabbet mertebelerinin sonudur; yani cezb
olunuş derecelerinin başı muhabbet, sonu ise aşktır. Onun
için muhabbet nuru ve aşk ateşi derler. El-hasil, nur ve ateş'in
ikisi bir hakikattir. Nurun zuhuru şiddetli olunca, nar-ateş de-
nir. Nar, nur'dan dallanıp budaklanmıştır; Havva'nın Adem
aleyhisselam'dan çıkması gibi... Onun için nar, dişi; nur ise
erkek olmuştur. Anlaşıldı ki, nar, nurun bâtını olup sifat ek-
lenmesiyle açığa çıkmıştır. Aşk dahi, muhabbetin bâtınıdır ki,
artan keyfiyeti hasebiyle muhabbete aşk denilmiştir.
Aşk fenå bulduğunda, ruhun sıfatı olan zati muhabbet ka-
lır. Ancak aşkın fenâsından sonraki muhabbet Allahu Tealaya,önceki muhabbet ise kula bağlıdır