Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

133 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Narla İncire Gazel
Bilge Karasu severek, hayranlıkla, dil tadı ala ala, metnin duvarlarına çarpa çarpa, gizinde kaybolarak yol bulmaya çalışa çalışa her metnini defalarca okuduğum, her okuduğumda bana başka kapılar, pencereler aralayan bir yazar. Zaman zaman bu metinlerden hangisi benim için öne çıkıyor diye düşünürüm, her seferinde son okuduğum daha güçlü gelir. Yine öyle oldu. Dün Narla İncire Gazel' i bir kez daha okudum. Yine sarhoş oldum, mest oldum. Belleğin girdaplarında dolandım. Etin, bedenin, aklın, yüreğin arzularının bu kadar sahici ve güçlü anlatılmasına hayran kaldım. Kuş teleği ile bir elin devinimlerinin bu denli etkileyici anlatıldığı başka bir metin okumadım bugüne kadar. Bilinç akışını kendine özgü bir biçime evirmesi, postmodern anlatıyı yine kendince yorumlayışı ; gerçekle kurmaca arasında gidip gelen kurguyu sözcük sözcük örüşü, gerçekliği parçalayıp yeniden birleştirmesi, ille de sorgulama ve yenilik arayışı... Edebiyatımızda bu kadar güçlü metinler varken zaman zaman sığ metinlerle zaman kaybettiğimizi düşünüyorum. Yazma uğraşı içinde olan yazar adaylarına Bilge Karasu 'yu okuyup anladıklarında (çok da haddim olmayarak ama güçlü metinler okuma isteğimle) çok güçlü metinler oluşturabileceklerini, kendi metinlerinde eksik kalan ya da aksayan yanlarını görebileceklerini salık vermek isterim. Paylaşımımın devamını Narla İncire Gazel 'de - metin içinde- sorduğu sorularla devam edeyim: *Yaşamak, durmadan, ardında yıkıntılar bı­rakarak bir yerden bir yere gittiğimizi sanmak mıdır? *İnsanlar, binlerce yıldır neredeyse soluklarını kesen bir gururla sözünü edip durdukları in­sanlıklarını anımsayamazlar mı? *Oysa her bitim yeniden başlamayı getirmez mi ardından, ister istemez? *Her şeyi unutmak istiyorum. "Ne diyorduk en son?" *Oysa hangi anın geçmişi, hangi başka anın geçmişine benzer içimizde? Aynı geçmiş olması beklendiği halde? *Her yerde yabancı olmak, her ayrılışta, her yola çıkışta, sonunda, kendi yerine, yurduna varabileceği umudunu taşımak, garip bir iştir. İnsanın kendi yeri yurdu neresi? *Hayvanlara, yeniden saygı duyulamaz mı? Hayvanların, bitkilerin, kendi dirim ortakları olduklarını anımsayamaz mı insanlar? *Bir yaşamı sürüklemek miydi artık yaptığı? Yalnızlığın, kopmuşluğun, yabancılığın alabildiğine özgür tozuna gömülmek miydi? *Özgürlük, zaten, herhangi bir şey yaratıp eyleyerek, sevip bağlanarak, yaşanacağı seçerek yaşanabileceklere sınır getirmek değil midir? *Çevrede her şeyin yıkıldığı zamanlarda bile, insanlar arasında sevginin, dostluğun yaşamış olabilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yoksa yıkıntıdan artakalanlar seviyi, dostluğu nasıl yeniden üretir, sürdürürdü? *İçimizde, dünyanın çok eski bir çağını taşıdığımız da, insanca edindiğimiz bilgilerden çıkarılabilecek bir başka bilgi. Farkında mıyız? *Sevinçler niye tam olamaz bir türlü? ...
Narla İncire Gazel
Narla İncire GazelBilge Karasu · Metis Yayınları · 2012386 okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.