Her kim isen, korkarım rüyanın yollarında geziyorsun,
Korkarım, bu sözde gerçekler ellerinin, ayaklarının altından eriyip akıverecek;
Şimdi bile yüzünün çizgileri, sevinçlerin, konuşman, evin, alışverişin, tavırların, dertlerin, çılgınlıkların, kıyafetin senden sıyrılıp dağılıyor,
Öz ruhunla bedenin karşımda beliriyor,
Öbür işlerden sıyrılıp önümde beliriyorlar- Ticaretten, dükkanlardan, kanundan, bilimden, işten, şekillerden, elbiselerden, evden, tabiplikten, basımdan, alımdan, satımdan, yemekten içmekten, acılardan, sızılardan, ölümden sıyrılıyorlar.
Her kim olursan ol, işte elim omuzunda, benim şiirimsin sen;
Dudaklarım kulağında, fısıldıyorum,
Bunca kadın, erkek sevdim, ama hiçbirini senden fazla sevmedim.
Ah, fazla oyalandım, fazla sustum;
Çoktan yolumu doğru sana yöneltmeliydim;
Gevezeliğini ettiğim yalnız sen, ilahilerimde anladığım da yalnız sen olmalıydın.
Hepsini bir yana bırakacağım, artık gelip sana ilahiler düzeceğim;
Kimse seni anlamadı, ama ben anlıyorum;
Kimse sana hakkını vermedi, sen bile kendine hakkını vermedin;
Kimse sende kusurdan başka bir şey görmedi, yalnız ben sende hiçbir kusur
görmüyorum;
Kimse seni, kendi buyruğu altına almaktan başka bir şey dilemedi, sana emretmeye gönlü razı olmayan tek kimse benim;
Kendi özünde bekleyenden başka bir şeyi, efendiyi, sahibi, daha iyiyi, Tanrıyı
senin başına koymayan da yalnızca benim.
-------------------------------------------------------------------------------
Whoever you are, i fear you are walking the walks of dreams,
I fear these supposed realities are to melt from under your feet and hands;
Even now, your features, joys, speech, house, trade, maoners, troubles, follies, costume, dissipate away from you,
Your true Soul and Body appear before me,
They stand forth out of affairs-out of commerce, shops, law, scieocep
work, forms, clothes, the house, medicine, priot, buying, selling, eatiogp
drinking, soffering, dying.
Whoever you are, now ı place my hand upon you, that you be my poem;
I whisper with my lips close to your ear,
I have loved many women and men, but ı love none better than you.
O ı have been dilatory and dumb;
I should have made my way straight to you long ago;
I should ha ve blabb'd nothing but you, ı should ha ve chanted oothing but you.
I will leave ali, and come and make the hymns of you;
None has understood you, but ı understand you;
None has done justice to you - you have not done justice to yourself;
None but has found you imperfect - ı only find no imperfection in you;
None but would subordinate you - ı only am he who will never consent to
subordinate you;
I only am he who places over yon no master, owner, better, God, beyond
what waits intrinsically in yourself.