Çetin doğa şartlarına sürgüne gönderilmiş bir öğretmenin günlüğünü okuyoruz. Salgın hastalıktan ölen bebekler, kardan kapalı yollar. Ölgün bürokrasinin umursamaz / uyuklayan memurları. Suya yazılan /Sıralı amir silsilesini takip etmediği valinin dalga konusu yaptığı dilekçeler. İş işten geçtikten sonra gelen hemşire. Kaçakçılar , ısınma kaynağı tezekler, otlu peynir, lavaş, sıcak çay. Öldürülen acem kaçakçılar ekseninde katil ve maktuller üzerine kurgulanmış masallar, yapımı bir mevsime sığmayan uzaktaki ev, muhtarın karısı, sayılar, dönen dünya, çocukların dilini öğrenen öğretmen. Ve hasta kardeşine öğretmenden ilaç yerine portakal rica eden çocuk. Dili ve kurgusuyla sizi içine çeken hissettiren bir kitap.