Şemseddin Sami
O dönemin sıradan insanları gerçekten bu kadar kolay mı aşık oluyorlar, hem de ne aşk? Bu aşk meselesinin çok küçük yaşlarda başlaması Talat'ın annesinin hikayesinde de var. Kadın ilkokula gittiği bir dönemde amansız bir aşka tutuluyor. Fitnat hanım da oldukça küçük denen bir yaşta aşık oluyor ve aşkından kendine kıyıyor. Kadınların hiç fikirlerinin sorulmadan büyükler arasındaki bir görüşme ile evlendirilmeleri de burada öne çıkan bir husus. Sonrası tesadufler ve sıra sıra gelen ölümler...Olay örgüsü basit, akıcı, sıkılmadan bir kac saatte bitirilebilecek bir kitap.
Kitapta en begendigim bölüm Talat'ın kadın kılığına girerek sokaklarda dolaşırken peşine takılan erkekleri görünce aklından geçenler...Roman neredeyse yüz elli sene önce yazılmış ancak kadına bakış o gün de bugün de aynı:
"Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendirmek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz."