Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dünyada geçireceğimiz zamanı kullanmanın en iyi yolu bu mu? Zaten yoğun, sürdürülebilir olmayan ve bizleri tatmin etmeyen yaşam biçimlerimizi daha verimli hale getirebilmek için mi günlerimizi parçalara bölüyoruz? Herkesin para kazanması gerekiyor, ama bu süreç duyarlılıklarımızı ve daha derin ihtiyaçlarımızın önüne binlerce soyutlama ve dikkat dağıtıcı şey koyduğu noktada buna dur deme ve başka bir yol bulma zamanı gelmiş demektir. Kendi kendimize dayattığımız bu küsuratlı zaman bölünmeleri zamanı, enerjiyi ve parayı yanlış kullanmamıza sebep olmaktadır. Bu tür şematik bölünmelere çaresizce tutunmamız geniş çaplı bir küresel dengesizlik ve stres haline katkı koymamıza yol açmaktadır. Bu ise sistemi sürdürmek için gereken (gerek insanın sinirsel enerjisi gerekse 'yeraltından çıkartılan' enerji olsun) enerjinin israf edilmesine neden olmaktadır. Sonuç ise gittikçe artan düzeyde soyutlama ve genel bir zihin, beden ve ruh yorgunluğudur. Kaçınılması zor da olsa, her türlü 'koşuşturmaca' yaşamın zaten fazlasıyla telaşlı gidişatına daha da fazla katkıda bulunan bir domino etkisine sahiptir. Zaman gittikçe daha hızlı akmakta ve gittikçe azalıyor gibi görünmektedir. Dikkatimiz dağınık bir şekilde koşuşturmayı bırakmaya çalışmalı, bunun yerine yavaşlamayı, sakinleşmeyi ve kendimizi "Şimdi Burada Olma"ya odaklamayı öğrenmeliyiz. Bu yolla 'zamanı' kovalamak yerine onu ayağımıza getirebiliriz. Bu sakinleşmiş 'varoluş' durumunda dünyevi zaman yavaşça ortadan kalkar ve yalnızca "Ben Şimdi Buradayım" durumu kalır. Burada 'Ben' benmerkezci ve şahsi değil gayrişahsi ve metafizik bir durumdur ve aslında, yalnızca ekmek parası kazanan bireyler değil, yaratıcımıza sevgi dolu bir ilişki ile derinden bağlı evrensel kozmik varlıklar olduğumuzun fark edilmesidir. Kendimizi yavaşlatabilir ve bunu yaparken de yeni bir özdenetim duygusu kazanabiliriz, Örneğin her gün 15 dakika bile olsa doğa ve evren ile sükünet içinde birleşerek ve dikkatimizi dağıtan dünyevi şeylerden kurtularak sessizce oturup kendimize "Var Olma" izni verebiliriz. Hindistan'da 'Asana' olarak bilinen düzenli yoga egzersiz ile birlikte yapılacak kontrollü derin nefes çalışmaları, çalkantılı zihinlerimizi ve duygularımızı sakinleştirmek ve çözümsüz gibi görünen sorunlara karşı yeni bir bakış açısı kazanmak için güz bir yoldur. Nihai hedef bambaşka bir yaşam biçimine geçmektir, çizgisel zamanı ve enerjiyi dönüştürüp tazelenmiş bir yön duygusuyla birlikte kalıcı ve derinlemesine tatmin düzeyleri bulmanızı sağlayan bir yaşam... Bunun tadını bir kez aldıktan sonra tüm kültür ve inançlarda bulunan ve bizi kendimiz dahil çevremizdeki her şeye yönelik daha büyük ve kapsayıcı bir sevgi ve sevecenlik duygusuna teşvik eden zengin yazın ve öğreti külliyatını keşfetmeye başlayabiliriz. Kendimize insan gibi davranmaya başlayabiliriz Dış dünyamızın kontrolünü ele almak işinin büyük bir bö lümü iç dünyamızın kontrolünü ele almak' ve sükunet içindeki iç dengemizi uyandırmakla ilgilidir İşe yine "buradan" başlamak bize huzursuz toplumumuzun hengamesine karşı yepyeni bir bakış açısı kazandırır. Koşulların bizi yönetmesine izin vermek yerine kendi kaderimizi yönetmeye başlayabileceğimizın farkında olmamızı sağlayan bir bakış açısı. Daha derin benliğimizle yeniden ya da ilk defa ilişki kurduğumuzda, gezegenimızı şifalandırmak ve yerel topluluklarımızı güçlendirmek için yerine getirilmesi gereken sayısız görevı daha büyük bir özgüvenle ele almamızı sağlayacak bu incelikli ve içgüdüsel rehbere ayak uydurabiliriz. Dünyevi zaman bu şekilde dönüştürülür ve her günümüz yepyeni bir anlam ve önem kazanır. Bu yolculuktaki her engel ve güçlükle doğrudan yüzleşme ve bunları aşma ve olumlu değişim yaratma yönünde kararlı adımlar atma süreci beraberinde kendini sürekli yenileyen bir enerji kaynağı da getirir. Bu çabanın yol açtığı sürtünme ise içimizdeki farklı becerileri ortaya çıkarır. Bu enerji, alışılmış maddi arzularımızı tatmin etmek için başvurduğumuz enerjiden çok farklıdır. Bu enerji bizi kolaylık ve rahatlık için teknik yöntemlerle üretilen dış enerji kaynaklarına bağımlılığa iten enerjiden tümüyle farklı bir yapıda, kendi kendini üreten dinamik bir enerjidir. Bu süreç bizi, pek çoğumuzun gerçeklik sandığı sürekli kendini tekrar eden iki ya da üç boyutlu dünyaların ötesinde, yeni ve heyecan verici boyutlar keşfetmeye götüren, şifalandırma, gençleştirme ve esinlendirme gücüne sahip, dönüştürücü bir süreçtir. Bu türden bir içsel gücü ve kozmik desteği elde etmek için en iyi yol aslında 'elini taşın altına sokma' ya da 'zorlukların üstüne gitme' sürecidir. Bilinçli bir şekilde ağır ve olumsuz enerjileri hafif ve olumlu keyiflere dönüştürmek için (içsel ve dışsal olarak) harekete geçmenin yerini hiçbir şey tutamaz. İçimizdeki savaşçı kıvılcımın parlamasına izin vererek ve bizi sıkan ve baskı altına alan yanlışları doğrulara çevirmek için 'doğrudan eylem'e zaten geçmiş olanlara katılmaktan korkmayarak bu süreci destekleyebiliriz. Yaşamımızı sürdürmek için teknik yöntemlerle üretilmiş dış enerjilere ne kadar ihtiyacımız olduğunu gerçekten anlamamız ancak içsel bir güçlenme hissettiğimizde mümkün olacaktır. Bu sırada yapabileceğimiz en iyi şey sorumlu davranmak, enerji israfını durdurmak ve kirletici olduğunu bildiğimiz etkinlikleri azaltmaya yönelik her türlü çabayı desteklemektir. Diğer bir deyişle, sağduyu geliştirmektir.
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.