Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşe Nur

Ayşe Nur
@turanyazili
Kalamam hayatın köşesinde, o zaman keyfi neresinde... Yeniden bu platformdayım, önceden okuyup beni etkileyen alıntılardan, not aldıklarımı paylaşmakla başlıyorum:)
Sanat-Kültür-Doğa-Sinema-Tiyatro-Fotoğraf
lisans
Dünya
159 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
Uzun uzun tavana baktı, sonra gözleri, berrak gözleri benimkileri aradı. Gözlerini kaçırmayan insanlarla konuşmayı oldum olası sevmişimdir. Bir güven, emniyet hissi verir.
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
33 günde okudu
İnsanların Dünyası
İnsanların DünyasıAntoine de Saint-Exupéry
7.2/10 · 1.820 okunma
..hissettiğimizde bilincine vardığımız tek gerçek, insanın henüz tamamen doğmamış olduğu, kendimizi ve evreni öğrenmemiz gerektiğidir. Gecelerin içinden köprüler kurmalıyız. Ancak bencillik sandıkları bir kayıtsızlıktan bilgelik yaratanlar bundan habersizdirler; her şey onların bilgeliğini yalanlar. Arkadaşlar, arkadaşlarım, bana tanıklık edin, "Biz ne zaman mutlu olduk?"
Sayfa 171Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün herkes, az ya da çok farkında olmadan, hayata yeniden doğma ihtiyacı hisseder. Ancak çözüm yolları insanı yanıltır. Elbette insanlar üstlerine üniformalar giydirilerek canlandırılabilir. O zaman savaş şarkılarını söylerler ve ekmeklerini arkadaşlarıyla bölüşürler. Aradıkları şeyi, evrensel duyguyu bulmuş olacaklar. Kendilerine verilen bu ekmek yüzünden ölüme gidecekler.
Sayfa 167Kitabı okudu
Bizleri geliştiren birtakım bilinmeyen koşulların varlığından başka ne biliyoruz? İnsanın gerçeği nerededir? Gerçek hiç de ortaya konulan bir şey değildir. Eğer portakal ağaçları başka bir toprakta değil de bu toprakta sağlam kök salıyorsa ve meyve veriyorsa işte bu toprak portakal ağaçlarının gerçeğidir. Eğer başka din, başka kültür, başka değerler ölçüsü, başka davranış biçimi değil de bu din, bu kültür, bu değerler ölçüsü, bu davranış biçimi insanda bütünlüğü sağlıyor. İçinde gizli değerleri ortaya çıkarıp geliştiriyorsa, bu demektir ki bu değerler ölçüsü, bu kültür, bu davranış biçimi insanın gerçeğidir. Mantık mı? Hayatı anlayabilirse anlasın!
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Bir kez daha, anlayamadığım bir gerçekle karşı karşıya kaldım. Kendimi yok olmuş sandım, ümitsizliğin en son noktasına vardım sandım ve her şeyden feragat ettiğimde ise huzura erdim. Bana öyle geliyor ki böyle zamanlarda insan kendini keşfeder ve kendi kendisinin dostu olur. İçimizde hangi önemli ihtiyacı karşıladığını bilmediğimiz bir bütünlük duygusuna artık hiçbir şey galip gelemez. Macera peşinde kendini harap eden Bonnafous sanırım bu dinginliğe erişti. Guillaumet de karda aynı dinginliğe ermişti. Boğazıma kadar kuma gömülü halde susuzluktan yavaş yavaş boğulurken yıldızlar altında sınırsız bir sıcaklık hissettiğim o anları nasıl unutabilirim? İçimizde böylesi bir kurtuluş hissini nasıl sürdürebiliriz? Çok iyi bldiğimiz gibi, şu insanoğlunun her şeyi bir tuhaftır. Bir şeyler kazanması için imkan verilse insan uyuya kalır, zafer kazanan fatih, gevşer, cömert zengin olsa perişan olur. İnsanları yetiştirmeyi isteyen siyasi doktrinlerin ne tür bir insan yetiştireceği önceden bilinmediği sürece bu doktrinler ne işe yarar ki? Ortaya nasıl biri çıkacak? Biz besiye çekilen hayvan sürüsü değiliz ve yoksul bir Pascal'ın dünyaya girişi, isimsiz birkaç zenginin dünyaya gelişinden daha ağır basar. Esas olanı önceden göremeyiz. Her birimiz hiç ummadığımız bir şeylerde dünyanın en büyük sevinçlerini yaşamışızdır. Bunlar içimize öyle bir özlem bırakmışlar ki acılarımızdan meydana gelmişlerse eğer, o acıları bile arar olmuşuzdur...
Sayfa 154Kitabı okudu
"Kendim için mi?" Evet, evet işte dayanılmaz olan buydu. Her ne zaman o cevap bekleyen gözleri görsem, içimi bir ateş kaplıyor. İçinden şöyle birden kalkıp alabildiğine koşmak geliyor. Sanki oralarda Bir gemi batıyor da beni yardıma çağırıyorlarmış gibi!
Sayfa 124Kitabı okudu
... Kıvrıldım ve gün ağrıncaya kadar uyuyacağım. Uyuyacağım diye çok mutluyum. Yorgunluk her yanımı sarmış. Çölün ortasında yalnız değilim, yarı uykulu halde içimde sesler, anılar, fısıltılı konuşmalar. Henüz susamadım, kendimi iyi hissediyorum, bir maceraya dalar gibi uykuya bırakıyorum kendimi. Rüya karşısında gerçekler sönüyor yavaş yavaş. Ah! Gün doğunca her şey bambaşka oldu!
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Yavaş yavaş güneşe veda ediyorum. Arıza durumunda beni karşılayacak olan büyük yaldızlı düzlüklere veda ediyorum. Bana rehberlik edecek işaret noktalarına veda ediyorum. Beni tuzaklardan kurtaracak olan, gölgeleri gökyüzüne vurmuş o dağlara veda ediyorum. Artık geceye dalıyorum. Havalara uçuyorum. Benim için sadece yıldızlar var. Dünya Yavaş yavaş sönüyor. Gün ışığı ise yavaş yavaş benden uzaklaşıyor. Yerle gök giderek birbirine karışıyor. Toprak sanki yükseliyor ve bir buhar gibi yayılıyor. İlk yıldızlar yeşil bir su içindeymiş gibi titreşiyor. Sert elmaslara dönüşmeleri uzun sürecek. Kayan yıldızların sessiz oyunlarına tanık olmak için uzun süre beklemem gerekecek...
Sayfa 110Kitabı okudu
Ben yalnızlığı ne demek olduğunu biliyordum. Öyle bir dünyada gençliğin yıpranması insanı korkutmaz ama insanın kendinden uzakta tüm dünya yaşlanıyordur... Ancak mevsimler ilerliyordur ve bir an önce eve dönmek için acele etmeli... Mevsimler geçiyordur ama siz uzaklarda kalmışsınızdır...
... Sonsuzluk duygusunu nereden geldiğini şimdi anlıyordum.
Bir yerlerde siyah köknar ve ıhlamur ağaçlarıyla dolu bir park ve eski bir ev. Uzak ya da yakın olmuş, düşlerdeymiş, içimi ısıtamıyormuş, beni barındıramıyormuş ne fark eder. Varlığıyla gecemi doldurmak için sadece var olması bile yeterdi. Artık deniz kıyısına vurmuş bir ölü değildim, yönümü buluyordum, Bu evin çocuğuydum, içim onun kokularının anısı, koridorlarının serinliği, ona hayat veren seslerle doluydu. Kendimi tanımak, bu çölün tadının nasıl olduğunu keşfetmek, kurbağaların bile suskun olduğu bu sessizliğe anlam verebilmek için bu bin dönüm noktasına ihtiyacım vardı.
Sonra her şeyi anladım ve gözlerimi kapatarak kendimi anıların büyüsüne bıraktım.
Burada hiçbir şeyim yoktu. Kumlarla yıldızlar arasında, sadece nefes alıp vermenin hazzını yaşayan, yolunu kaybetmiş ölümlü biriydim. Ama yine de düşlere daldım. Düşler bana kaynak suları gibi sessizce geliyordu. İlk başta beni saran o hazzı tam anlayamadım. Ne bir ses ne bir görüntü, içimde sadece çok yakın ve az çok hissedilen bir dostluğun varlığı beliriyordu.
1.261 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.