Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

83 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Dizlerin. Gerçekliğin önünde eğilmek için kullanırsın.
Anlatıcı, eski başarısız dedektif, yeni gizli polisiye yazarı bir kadın. Bir adam kaçan karısını ve âşığını bulmasını istiyor ondan. Kaçan kadın, yolunun üstündeki her postaneden bir telgraf çekiyor. Tıpkı ardında sözcük kırıntıları bırakarak ilerleyen Hansel’le Gretel gibi. Ya da kimin kurt olduğunu çözmeye çalıştığımız bir Kırmızı Başlıklı Kız hikayesi. Son telgraf Tayga ormanlarının sınırından. Beş bin kilometrelik orman, beş bin kilometrelik aynılık. Tayga sendromu, işte o aynılık tarafından kuşatılmış insanlarda ortaya çıkan kaygı ataklarına, kapana kısılmış, asla kaçamayacakmış gibi hissetme haline verilen ad. Kapalı bir dil, imgeler imgeler imgeler, üstüne de Garza’nın müthiş bir gerçek bükücü olduğu eklenince, metnin neredeyse tamamı boyunca “Ben ne okuyorum yahu” dedirten bir kitap bu. Ama bitikten sonra insanın aklını kılıç zoruyla işgal edenlerden. İşgal güçlerinin var gücüyle dayandığı kapı hepimizin içinde taşıdığı karanlık ormanlara açılıyor. Kendi beş bin kilometrelik kuşatılmışlığımıza. Ve hazır beynimize bu kadar oksijen gitmişken sormuş bulunuyoruz; Ya kaçmaya çalıştığımız kendi içimizdeki ormansa? Ya kurtulmak için hiçbir şey yapmıyorsak? Ya kendi kendimizin kurduysak? Karanlık, rahatsız edici ama çok güzel bir kitap bu. Yine de, imgeyi bol kepçe koyan, konuşmaların sayıklamayı andırdığı, insanı tedirgin eden romanlardan hoşlanmıyorsanız, anlaşamayabilirsiniz. Ben ziyadesiyle memnunum Garza’yla tanışmaktan.
Tayga Sendromu
Tayga SendromuCristina Rivera Garza · Yüz Kitap · 201965 okunma
·
315 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.