Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Dinlerin Barışması Adına Önemli Faaliyetler
Son olarak, çağımız dinleri de kendi aralarında barışmaya çağırıyor. Modernlikle yüz yüze kalan ve genellikle birbirine tekabül etmeyen dinler, kendi aralarında bir diyalog kurmaya ve acımasız çatışmaların yerine barışçı tartışmaları, üretken ilişkileri koymaya çalışmaktadırlar. Bunu yaparken de kendi doğrularının tek olduğunda ısrar etmekten kaçınmakta, ama ateizmin ve inançsızlığın modern biçimlerine ve yeni dinsel tarikatlara karşı koymaktalar. Ekim 1970'te Kyoto'da yapılan dinlerarası konferansa Budist, Hıristiyan, Hinduist, Müslüman, Yahudi ve Şintocu temsilciler katılmışlardı. Papa ll. Jean-Paul, Fas Kralı II. Hasan'ın çağrısına yanıt verirken, 19 Ağustos 1985 günü Kazablanka'da on binlerce Müslüman gencine şunları söylemişti: “Tanrı bizden zekâmızın ve yüreğimizin özgür seçimiyle ve her türlü dış zorlamadan uzak, kendi iradesine itaat etmemizi bekliyor. Tanrı asla kendi amaçlarımız için kullanılamaz, çünkü O her şeyin üstündedir. Tüm insanların Babası olan Tanrı'nın adını anarken bir yandan da diğer insanlara saygı göstermeyi reddedemeyiz. Tanrı'ya itaat ve insana duyulan sevgi bizleri insan haklarını gözetmeye itmelidir.” Papa II. Jean-Paul'ün çağrısı üzerine 27 Ekim 1986 günü Assisi'de (İtalya) gerçekleştirilen Din Temsilcilerinin Dua Buluşması, başlatılan diyalog ve işbirliğine yeni bir dinamik getirmişti. Sihler ve Hindular, Yahudiler ve Müslümanlar, Şintocular ve Budistler, Caynacılar ve Zerdüştler, canlıcılar ve Amerikan yerlileri, tarihte ilk kez Hıristiyanlarla bir araya gelip barış için dua etmişlerdi. Papa, hoş geldiniz konuşmasında, ilk kez gerçekleşen böylesi bir olayın derin anlamı üzerinde durmuştu: “Bunca dinsel başkanın dua etmek için bir araya gelmesi, dünyaya, barışın bir başka boyutunun da veya barışı ileri götürmenin bir başka yönteminin de var olduğu bilincini kazanması için yapılan bir davettir. Böylesi bir girişim ne müzakerelerin, ne siyasi mutabakatların, ne de ekonomik pazarlıkların bir sonucudur. Bu girişim duanın ürünüdür. Dinlerin çeşitliliği içinde dua, insani sınırları aşan bir yüce kudretle kurulan bağı ifade eder.” Assisi, dinlerin barış arayışındaki temel yerlerine tanıklık etmiş ve inananlar arasında yeni bir kardeşlik bilincinin işaretini vermiştir. 4 Ağustos 1987'de, Kyoto'da, Hiei Dağı'nın doruğundaki Eurakuji Tapınağı'nın muhafızı olan Eita Yamada, dünyadaki sekiz büyük dinin temsilcilerini konuk etmişti. Assisi'nin ruhunu taşıyan bu yeni barış için dua buluşmasının ardından, katılanlar, duayla, silahsızlanma, insan haklarının savunulması ve mültecilere yardım konusunda gösterilecek ortak çabalarla barışa kavuşmak için dinler arasında daha sıkı bir işbirliğinin sağlanmasını dilemişlerdi. Dinlerarası diyalogun ve kardeşliğin umutlu bir geleceğine yönelen bu olgular, her şeye rağmen, endişe verici bir gerçeği saklamaktan uzaktırlar: Özellikle Sudan'da baskıcı hale gelen Müslümanlıkta ve Hinduizm gibi geleneksel olarak barışçı diye bilinen diğer dinlerde gözlenen köktendinciliğin yükselişi. Ulusların arasında bir anlaşma ve halklar arasında bir barış olması için “Assisi ruhu”nun hiç bıkmadan ileri götürülmesi gerekmektedir. Papa Il. Jean-Paul, 14 Nisan 1996 günü, Kartacadaki (Tunus) Başkanlık Sarayı'nda toplanan dünya kültürleri ve dinleri temsilcilerine bu mesajı iletmişti. Katılanları senkretizmin ve aldırmazlığın çifte kıskacını aşmaya davet ederken, Müslümanları ve Hıristiyanları, aynı yaratıcı Tanrı inancıyla, tarihsel yolda birlikte ve kardeşçe ilerlemeye çağırmıştı.
Sayfa 129-131
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.