İlk okumaya başladığınız andan itibaren yazarın sürükleyici bir dile hakim olduğunu hissediyorsunuz. Roman Almanya’da doğup büyümüş ve eğitim için Türkiye’ye gönderilmiş bir gencin hayat hikayesini anlatıyor. Maddi imkansızlıkların, baba desteği olmadan hayata tutunmaya çalışmanın, sağ-sol davasının en yoğun yaşandığı Türkiye’de hayatta kalmaya çalışmanın en dramatik şekilde aktarıldığını görmekteyiz.
Kitabın sonunda kitabın başkahramanının gerçek olduğunu bizzat yazarla tanışıp anlattığını okuduğumda ise şaşırdım.
İlk önce nefsine başkaldıracaksın! Cahilliğe,tembelliğe,pisliğe,içkiye,kumara,zinaya başkaldıracaksın!