Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

302 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Batı'ya Özenen Toplum
Tanpınar'ın yazım tarzını
Marcel Proust
Marcel Proust
'unkine en çok benzettiğim romanı bu oldu. Yani kendimi Kayıp Zamanın İzinde serisinden bir romanı okur gibi hissettim. Proust'un sosyetedeki her kişiyi ayrı ayrı, detaylı ve boğucu tasvirleri bu romanda da vardı. Bütüne hiçbir katkı sağlamayan unsurlarla doluydu roman. Evet, tamamlanmamış bir kitap olabilir fakat tamamlansa bile seveceğim bir roman olmayacaktı. Öncelikle Tanpınar'ın tarzının önceki romanlarındakine göre ne kadar değiştiğini fark ettim. Yer yer bilinç akışı tekniği kullanılmış. Kitabın anlatıcısı pek çok kez değişiyor ve değiştiğini anlamanız için özellikle bölüm ayrılmamış, sadece paragraflar ayrılıyor ve okuduktan sonra bazı yerlerin üçüncü kişi ağzından, bazı yerlerin Selim'in ağzından, bazı yerlerin de Leyla'nın ağzından olduğunu anlıyorsunuz. Fakat bu, bence karmaşa yaratmayacak şekilde düzenlense kesinlikle daha iyi olurdu gibi geliyor bana. Neyse ki roman ilerledikçe bu tarz biraz daha kayboluyor. Ve genelde dili ağdalı olan Tanpınar'ın bu romanında diğerlerine nazaran daha esnek davrandığını gördüm. Cümlelerin kısalığına ve sadeliğine takılmamış. Yazarlığını daha serbest bırakmış bence. Romanın konusu şu, diyebilmek biraz zor. Yine
Sahnenin Dışındakiler
Sahnenin Dışındakiler
'de olduğu gibi çok dağınık bir anlatım var bence kitapta. Onlarca karakterden bahsediliyor, hepsi rollerini oynayıp çıkıyor gibi. Sabit kalanlardan en önemli iki kişi de Selim ve Leyla. Bunlar birbirini seven iki kişiymiş. Miş diyorum çünkü bu aşk bana hiç mi hiç geçmedi. Selim'in birçok kadını sevdiği, Leyla'nın da başka ilişkiler içinde olduğu bir durumda ikisinin aşkını -kimse kusura bakmasın ama- samimi bulmuyorum, buna aşk demek bile yanlış geliyor bana. Kitapta genellikle bir yerlerde sosyetik kesimden insanlar -"Batılılaşmışlar" bir araya geliyor ve özellikle de kadınlardan, baş karakter Selim'in bu kadınlara karşı görüşlerinden, çarpık ilişkilerden, evlenip boşananlardan, evli olup da başkalarıyla fingirdeyen tiplerden ve genel olarak haz arayışındaki kişilerden oluşan bir topluluğu ele alarak "Batılılaşmış" bir toplum portresi çiziyor Tanpınar. Daha önceki romanlarında Doğu'ya dair unsurlar daha fazlayken bu romanında bariz bir şekilde Batı kültürünün etkilerini görüyoruz. Mütemadiyen içki içen, dans eden ve birtakım fikirler üzerine tartışan bir topluluk mevcut. Kadın ve erkek ilişkileri çok ön planda. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Kadınlar erkekler birbirleriyle daha hazza dayalı ve tek gecelik ilişkiler kuruyor. Böyle bir ortamı okumaktan gerçekten hiç hoşlanmadım. Sadece Tanpınar'ın üslubunu derinlikli bulduğum için okumaya devam ettim kitabı. Kitapta benim için ilgi çekici tek kısım 200lü sayfalarda sanatla ilgili tartışmaların bulunduğu ve kitabın geri kalanına göre daha entelektüel kısmıydı. Tanpınar'ın fikir tartışmalarına daha çok yer vermesini yahut aşkı daha edebî ve masum bir şekilde işlemesini çok ümit ettim fakat yine anladım ki bu kitap bir
Huzur
Huzur
değil. Kitabın sonunda ise romanın planının anlatıldığı bir bölüm var. Bu plana biraz göz attığımda Tanpınar'ın romanı hangi maksatla yazdığına az çok anlam verebildim. Büyük oranda; olabildiğince çok karakterin hafızası, hayatı, rüyaları, duyguları, politik görüşleri, aile tarihleri ve yaşayışlarına yer vermek istemiş. Tanpınar'ın birçok romanında böyle bir niyeti olduğunu görüyoruz zaten. Ancak roman bütünlüğünün sağlanamadığını düşünüyorum. Tanpınar fikirlerini karakterlere giydiriyor ancak olay örgüsünü çok arka plana atıyor. Çok fazla karakterden ve hepsinin başka başka detayından bahsediliyor olması, okurun hiçbiriyle bir bağ kuramamasına sebep oluyor. Tanpınar'ın yazım tarzına, betimleme ve detaylandırmalarına, hayal gücüne hayran olsam da bazı romanlarının kurgusunu çok dağınık oluşturduğu bir gerçek. Kısacası tavsiye etmeyeceğim bir kitap. Böylece Tanpınar'ın hikâye, roman ve şiirlerini bitirmiş bulunuyorum. Tarzı çok kendine has ve etkileyici bir yazar, usta bir sanatçı Tanpınar. Ve benim için zirve eseri
Huzur
Huzur
olarak kalacak. Hem kurgusal bütünlüğü hem fikrî altyapısı açısından en iyi eseriydi.
Aydaki Kadın
Aydaki KadınAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2015905 okunma
·
1 artı 1'leme
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.