Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

124 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek. Sefer de içimde, tahammül de.
Yazım tarzıyla epey kafa karıştıran ve olay akışında pek bir bütünlük hissedemediğim ancak ilerledikçe yerli yerine oturan gerektiği yerde olayların birleştirildiği bir kitaptı. Yazarımızın daha önce iki eserini okumuş birisi olarak zaten bu yazım tarzına aşinaydım. 'Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk'a uydurmaktır.' diyerek yola çıkıyor Murat Bey. Bu yolda gençlerle olmayı önemsiyor, dava arkadaşları ile birlikte çok çalışıyor. Murat Bey'in arkadaşları da aynı onun gibi bu davayı dert edinmişler ve bırakmak gibi bir düşünceleri yok. Büyük bir istikrarla çalışmalarına devam ediyorlar. Tüm bu davayı sırtlanma ve devam ettirme çabalarının arasında hayatın gerçekliği çarpıyor gözlerine. Daha güzel, daha saygın insanlarla bir arada olunan bir hayat. Ya bu istek ve arzularının peşine düşecek ve bir sefere çıkacaklar, ya da bu hislere kulak vermeyip tahammül edecek, davalarının peşinden koşmaya devam edeceklerdir. İşte böyle, gün gelip de menfaatler ve hayaller açığa çıktığı zaman, herkes Murat Bey'i bir bir yarı yolda bırakıyor, arkadaşlıklar bitiyor, dava yarım kalıyor. Ve onları gelecek zamanda tekrar bir araya getiren şey bir ölüm haberi oluyor. Nereye giderlerse gitsinler, kim olurlarsa olsunlar, hangi makam ve mevkiye yükselmiş olurlarsa olsunlar, her zaman yanlarında taşımak zorunda oldukları mazileri tekrardan gün yüzüne çıkıyor ve pişmanlıklarıyla yüzleşiyorlar. 'Beyninizi tırmalayan zaruretleri mi hatırlıyorsunuz? Evet hayatın zaruretleri ayaklarımıza dolanmış zincirlerdir ve ıstıraplarımıza çeşni katarlar. Fakat bu vahşi sahayı geçmek için hiçbir zaruret kafi bir mazaret değildir. Ruhumuzu aldatmayalım, ebedi gayeye ihanet etmiş oluruz.' Hayatın zaruretleri herkes için vardır. Bu zaruretlerin peşine düşerek asıl amacımızdan, ebedi gayemizden şaşarsak, benliğimizi kaybetmiş oluruz. Gelip geçici heveslerle hayatımızı heba etmiş ve dünyaya aldanmış oluruz. Beni kitapta en çok etkileyen ve uzun süre aklımdan çıkmayacağını düşündüğüm satırlarda söylediği gibi; 'Sabahı beklemeyiniz dostum, geceden yola çıkınız. Sabahı beklemek öğleni, öğleni beklemek akşamı beklemek gibi bir ruh gevşekliğini doğurur.' Çetin yolculuklar için sabahı veya öğleni beklemeden, geceden yola çıkılması en uygun olanıdır. Tıpkı hayatımızdaki sorumluluklarımız ve kulluk görevlerimiz gibi, peşinden koştuğumuz davamız gibi. Son olarak kitaptaki betimlemelere hayran kaldığımı söylemek istiyorum. Öyle ki bazı paragrafları tekrardan okuma hissiyatı oluştu içimde. Yeterince konuşulmadığını düşünmekle beraber bana göre Mustafa Kutlu diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da betimlemeler konusunda müthiş bir başarıya sahip.
Ya Tahammül Ya Sefer
Ya Tahammül Ya SeferMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201313,2bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.