Başını sallayarak koltuğa tırmanmadan önce kombinezonunu
kalçasına doğru sıyırdı. Kucağına ata biner gibi oturduktan sonra ucunu bıraktı. Bir an tek yapabildiği şey uyluklarından poposuna yayılan sıcaklığın tadını çıkarmak oldu. Kıllarının en mahrem yerini gıdıkladığının fazlasıyla farkındaydı.
Gülümseyerek kollarım boynuna doladı. "Beni öpecek misin?"
"Tanrım, evet," diye inledi.
Onu sertçe göğsüne çekti, elleri sımsıkı sırtına sarılmıştı. Melisande kıkırdamak üzereydi, sonunda onun tarafından bu şekilde tutulmayı başarmış olmak mükemmel bir histi. Dudakları
dudaklarına dokunduğu anda bu gülme hissi sona erdi. Onu bü
yük bir açlıkla öpüyordu, sanki haftalar sonra gördüğü bir ekmekten ısırık alıyordu. Ağzı genişti ve ağzım tamamıyla kapatmıştı, orada deli gibi dolanıyor, arada bir nefes alıyor ve öpmeye
devam ediyordu. Bedeninde dolaşan elleri oldukça haşindi, sabaha moraran yerlerinin olup olmayacağım merak etti.