Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz. Kitaba ilk başladığım süreçte beni ve bir çok okurun kafasından geçenlerdi aslında bu sözler; Oğuz Atay'ı okurken birçok dikkat etmemiz gereken konu var aslında bazı okuma teknikleri bunları bilirsek onu daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum. Üstkurmaca, bilinç akışı, pastiş,leitmotiv vs. Birçok insan gibi algımın kaybolduğu yerler oldu, kitabı okurken başımın ağrıdığı noktalar da oldu bundan rahatsız değilim yazar beni fazlasıyla düşündürdü. Esere roman denilmesine kesinlikle karşıyım felsefe ve insanın iç dünyasının yansıması kesinlikle. İlk 200 sayfa gibi bir kısımda çokca kendimi kaybettiğim zamanlar oldu bir yerden tutunmak zorunda hissettim kendimi bir şekilde ait hissetmeliydim. İntihar eden ve bu hayata tutunamayan Selim'in iç dünyasını, hayal kırıklıklarını, neden bu hayatı yaşıyoruz sorusunu, kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşayamamışlığını okuyoruz; Selim dış etkenlerden ziyade kendi oluşturduğu duvara toslamış vaziyette tamamen. Selim'in arkadaşı Turgut'un Selim'in neden intihar ettiğinin, arkadaş çevresinin araştırmasıyla ilerliyor ortalara doğru. Biraz hayal kırıklığına uğradığım bir konu var Selim, bir arkadaşını diğer arkadaşı ile muhatap etmemesi ve herkesten bahsedip onun arayışına geçen Turgutdan hiç bahsetmemesi... Selimin günlüklerinin olduğu kısmı çok sevdim lakin Günseliden bahsettiği kısımda neredeyse 70 sayfa noktalama işaretleri olmaması beni en çok yoran kısım oldu. Oğuz Atay'ın "tek yapmak istediğim insanı anlatmaktı" sözlerinin çokca başarılı olduğunu görüyorum eserde o kadar güzel anlatmış ki insanı çoğu zaman ya benim de bazen kendi kendime düşüncelerim böyle değil mi? Tek ben düşünmüyormuşum bu olup bitenleri dedim. Kitaplardan pek alıntı bulabilen, altını çizen bir insan değilim bu kitap en çok altını çizdiğim kitap ve en çok yaşadığım ve zaman zaman algımı yitirdiğim kitap oldu teşekkür ediyorum Oğuz Atay'a bu kadar çok şey hissettirdiği için.

TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma

·

54 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif EKŞİ