Kitabın Edgar Allan Poe'ya ait olan ilk hikayesini okudum, Poe'nun o karanlık ve gotik tasvirleri, insanı içine çekiyor. Okurken hissettiğim şeye korku diyemem ancak bıçak üstündeymiş gibi devamlı olarak tedirgin ediyor. Perdenin ya da duvar kağıdının en ince ayrıntısını dahi anlatan tasvirler sabırsız okuyucuları yorabilir. Ben özellikle bölümdeki şiiri çok beğendim, düz bir çeviri yapılmadan Türkçedeki uyak kurallarına uygun olarak çevrilmiş, bu sayede şiirin ahengini bozulmamış. Örneğin; "Bir çember içinde dönüp duran/ Ve hep aynı noktalara varan,/ Daha çok çılgınlık, günah ve korku,/ Çevrilen dalaverenin ruhu!"