Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Baban da olsa, sorgula!
Ununu elemeden eleğini duvara asma! Bu deyim öyle uygun bir konu üzerine kullanılmış ki, eminim türetenler bile bu kadarını tahmin edemezdi. Din! Yazarın deyimi ile olgu. Günümüzde ise herkesin kendi algısını din diye insanların gözüne soktuğu, en küçük eleştiri getireni bile din düşmanı ilan etmeye müsait bir zemin! İşte Elek tam da burada, hurafe ve bid'atları eleyip dinden ayıklamak için kaleme alınmış bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Bin dört yüz küsür yıldır insanların kendi algılarını dine dahil etmeleri suretiyle, din ile uzaktan yakından ilgisi olmayan o kadar çok bid'at din zannediliyor ki... Akledebilen, düşünen, fikir üreten insanlar bunlara bid'at dediğinde geçmiş zamanlarda çeşitli zulme mâruz kalmış, işkenceye tâbi tutulmuş, ve bazıları (İmam-ı Azam Ebû Hanife, Hallac-ı Mansur, Nesimi) hunharca katledilmişler. Günümüzde ise bu insanlara sosyal medya üzerinden sistematik bir linç uygulanıyor. Düşünürün, Evrende en büyük ziyan sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir sözüne atıfta bulunurcasına, yazar, eserinde sorgulamaya oldukça fazla yer vermiş. Zihinsel ve düşünsel gelişimin ancak özgür ortamlarda söz konusu olduğunu, özgür ortamları da sâdece sorgulama hakkını elinde tutan toplumların hak ettiğini sıkça tekrar ediyor İzzet hoca ve Enfal suresinden bir örnekle söylemini destekliyor: "Allah katında insanların en kötüsü aklını işletemeyenlerdir!" Ve, baban da olsa sorgula! diyor. İdeolojiye dönüştürülen dinin din olmaktan çıkıp, insanlara hükmetme ve ideolojik üstünlük sağlama aracı hâline getirildiğini vurguluyor yazar. Ve bir anda, gözümün önünde, cuma hutbesinde, elinde kılıç diyanet İşleri Başkanı beliriveriyor nedense?! Yazarın, katıldığım bir diğer görüşü de çocuklara din eğitimi verilmesinin sakıncası idi. Zebaniler, şeytan, cinler, cehennem, ateş, yılanlar, çıyanlar gibi anlatıların çocuklar üzerindeki travmatik etkilerine dikkat çekiyor. Çocukluğunda anlatılan bir ölüm benzetmesinin etkilerini hâlâ üzerinden atamadığını söylüyor. Hem zaten dinin eğitimi olmaz, sadece tebliği olur diyor. Yazarın, düşünce ve fikir insanı Ali Şeriati'nin "Sizi rahatsız etmeye geldim!" sözünü anımsatan şu yorumu da dikkate değerdi: Huzur İslam'da diyorlar bir de, komşusu açken tok yatan bizden değildir! inanışına sahip insanlar nasıl huzurlu olabilir? Başkalarının derdiyle dertlenmeyen insan, insan mıdır ki Müslüman olabilsin? İdeolojiye dönüştürülen din silahını elinde tutanların Atatürk'e dinsiz, dilimizi değiştirdiği için bir gecede cahil kaldık, hocaları astı gibi saldırılarına da takdire şayan cevaplar veriyor İzzet hoca. Konu ile ilgili sadece şunu belirtmek istiyorum, "Atatürk düşmanlığının başlıca sebepleri kula kulluğu yok etmesi, birey olmaya ve özgürlüğe giden yolu açması, özellikle de ilk meâl çalışmasını yaptırarak Tanzimat ve Islahat fermanlarıyla başlayan dini ve toplumsal aydınlanma sürecine ivme kazandırmasıdır!" diyor. Laikliğin önemini vurguluyor yazar, kıymetini bilmeyişimizi hazıra konmuşluğumuza yoruyor ve ancak kaybettiğimizde değerini anlayacağız diyor ve ekliyor: "Mirasa konmuş adam malın kıymetini ne bilsin?!" Hristiyanlığın tarihine, yüz yıl savaşlarına engizisyon mahkemelerine, Batı'nın kilise etkisinden ancak Hristiyanlığı kiliseye hapsederek kurtulduğuna dikkat çekiyor yazar ve ekliyor, nasıl ki matbaanın keşfi Hristiyan dünyasında köklü değişimler yarattı ise internetin keşfi de İslâm dünyasında benzer değişiklikler yaratacaktır diyor. Okuyan, araştıran, düşünen fikir üreten insanları, özellikle de gençleri siyer, fıkıh, hadis, ulema, tarikat, cemaat hikayeleri ile korkutamaz, ikna edemezsiniz, Tolstoy'dan Young'a kadar binlerce farklı kaynakla beslenmeniz gerekir. Aksi hâlde zihnen tıkanır, sâdece siz yetersiz görülmekle kalmaz inancınıza da zarar verirsiniz, sevimsiz ve itici gösterirsiniz diyor İzzet hoca. Çünkü, "Zamanın ruhuna direnenler kaybeder!" İstedim ki işaretlediğim bütün sayfaları, bölümleri, satırları paylaşayım.. O kadar beğendim, o kadar yararlandım ki Elek'ten... Dinin insan benliği ve ruhu üzerinde, psikolojisinde ne denli önemli bir yer tuttuğu hepimizin mâlumûdur. Din zannedilen yanlışların, çok küçük yaşlarda berrak çocuk belleğine çakılan kazıklar olduğunu düşünürsek, o kazığın çok derinlerde kök salmış etkisinden kurtulmak için elemek zorundayız. Eğer incelemeyi buraya kadar okuduysanız, ihtimal belki de yetersiz bulduysanız, "Yanlış üslup güzel sözün katilidir" der yetersizliği üzerime alabilirim. Elek, kendimce düştüğüm birkaç şerh dışında mutlaka herkesin okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum. Naçizane ısrarla önerimdir, lütfen, Elek'i kütüphanenize kazandırın. Lütfen..
Elek
Elekİzzet Güllü · Minel Yayınları · 202336 okunma
··
1 artı 1'leme
·
75 görüntüleme
Bedri Köseoğlu okurunun profil resmi
Çok çok değerli bir kitap. Keşke her evde olsa. Okumayan çok şey kaçırıyor bence. İnceleme için teşekkürler. 🙂🙏
Mâvi okurunun profil resmi
Önerin için asıl ben teşekür etmeliyim kardeşim.. ☺🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.