Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sus nefsim, sus nefsim, sus...
"Ey nefsim" dedi "Sen hiç susmayacak mısın?" Sustum. Susmalıydım zira konuşamıyordum. Benim söylediğimi anlamıştı. Hasede dahi dayanmıştı. Nasıl yapmıştı? Nereden anlamıştı? "Ey nefsim şimdiye değin sen benim boynuma bir urgan geçirdin de nereye istediysen aldın götürdün ya! Şimdi o urganı ben senin boynuna geçireceğim ve yerlerde süründüreceğim seni. Mademki susmayacaksın sen, mademki durmaya- caksın o vakit ben acı çektireceğim sana... Sen beni terk etmek için yalvaracaksın" dedi ve attı kendini abdesthanenin taşlarının üzerine. Ne yapıyordu anlayamıyordum. Ama hem de ağlıyordu. Dilinden sözler sayıklar gibi dökülüyordu; "Sus nefsim, sus nefsim, sus..." Susuyordum. Ölüyordum. Bu kadar yaklaşmışken maksadıma bu olanlara şaşıyor, yanıyordum. Sanki bir dağ başıma yıkılıyordu. Ölüyor, diriliyor ve sonra tekrar tekrar ölüyordum sanki. Zira Mahmud Efendi boylu boyunca yere yatmış da yerleri sakallarıyla süpürüyordu. Ve ben pes ediyordum.
Sayfa 119Kitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.