Gönderi

Bir gün Darrâr Bin Hamza, «anlatın!» ricası üzerine, Hazret-i Ali'yi şöyle vasıflandırıyor: Hikmetle söyler, adaletle hükmeder. İlim onun yüreğinden fışkırır, hikmet onun lisanından akar. Dünyadan ve bütün dünya süslerinden tiksinir. Geceleri, işi ve ve arkadaşı ibadettir. Allah korkusundan çok ağlar. Hadiseleri derinliğine düşünür. Kısa elbise giyer, hor yemekleri sever. Aramızdayken bizden farksız görünür, bir şey sorsak hemen cevap verir. Bir toplantıya dâvet etsek derhâl gelir. Aramızdaki ülfet ve samimiyet bu derecedeyken, heybetinden huzurunda konuşamayız. Dine bağlı olanlara saygı, fakirlere ilgi göstermekte kusur etmez. Kuvvetli olan ondan korkar ve kötü işinde devam edemez. Zaif olan da adalet kapısından yoksun dönmez.
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.