Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
·
Puan vermedi
Pencereden bakarlar (Sürpriz kaçıran içerebilir.)
Pencereden
Pencereden
'i okurken aynı anda
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in Acıları
'nı okumam ne kadar doğru bir tercihti bilemiyorum. Her iki kitapta da ruhsal bunalım yaşayan karakterler var. Birinde Ayhan, diğerinde Werther ve her iki kitapta da karakterler kendilerini öyle derin anlatıyor ki onlarla hemhal olmak kaçınılmaz oluyor. Bu beni biraz yorsa da
Güray Süngü
Güray Süngü
ile tanışmanın mutluluğu buna değdi. Her iki karakterle de ilgili yazılacak çok şey var lâkin
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in Acıları
ile ilgili bir şey yazmayacağım zira kıymetli dostum
Bahadır Yaldız
Bahadır Yaldız
'ın yazdığı inceleme öylesine hoş ki... Okuyunuz lütfen onu da: #230906868 Ayhan'a gelecek olursak... Kendisine ait olmayan zamanı geçirdiğini düşünen bir adam Ayhan. Zengin bir ailede büyümüş, yatılı okumuş. Bu da sevgi görememesine yol açmış. Hayata hep pencereden bakar olmuş. İlk kez onu yatılı okula bırakan ailesi döner diye bakmaya başlamış pencereden. Sonra arkası gelmiş. Çevresindeki herkese kırılmaz camlardan yaptığı bir pencereden bakar olmuş. Annesiyle babasına 'anne' ve 'baba' diyemiyor. 'Efendim' ve 'siz' diyebiliyor ancak. Kendisine bile bu pencereden bakıyor. 'Ben' zamirini değil 'biz' zamirini kullanıyor kendinden bahsederken. 'Biz' ve 'siz' zamirleri penceresinin perdelerini oluşturmuş.Öylesine uzak herkese, ama en çok da kendisine. Kendisini anlatırken Ayhan'ı anlıyorsunuz, sanki karşınızdaymış gibi hissediyorsunuz. Bir yerde şöyle hissediyor Ayhan: ''Tebessüm edesi geldi içinden, bunu düşününce de ağlamaklı oldu..'' Tebessüm etmek bile onu üzmeye yetiyor. Çünkü bugüne kadar hiç değer görmediğini hissetmiş. İnsanlar 'kibar' olduğu için onunla dalga geçmiş... Nahif bir adam aslında Ayhan. Ancak çevresinde bunun kıymetini bilecek insanlar yok ki. 1988 yılında Halit Refiğ'in çektiği 'Hanım' filminde bir replik geçer: 'Senin yüreğin iyilik dolu Olcay, bu yüzden dünyada acı çekmeden yaşaman imkansız.'' Ayhan'ı okurken de bu replik hep aklımdaydı. Kibarlığın ve zarafetin bu kabalıklarla dolu dünyada bir kıymeti yok ne yazık ki. Saf oluşun olumsuz bir hususiyet olarak görüldüğü bu çağda Ayhan'lar çok maalesef. İnsanların çok katlı apartmanların dairelerinde birbirlerinden habersiz yaşamaları diğerkâmlığın yerini bencilliğe bıraktı. Artık çoğu insan pencereden bakmıyor mu birbirine? Başkasının derdini umursamadan, kendisini düşünerek, yüksek binaların pencerelerinden bakıyorlar hayata. Ayhan bu insanlar gibi değil. Onlar gibi olmak istemediğinden yalnızlığı tercih etmiş. O bencillikten kendisini korumak için bir pencere inşa etmiş ruhuna. O pencereyi kilitlemiş ve sağlamlaştırmış. Kıran olursa o pencerenin camlarını, rahatsız oluyor. Belki de kentten korumaya çalıştığı ruhuna bir bulaşı önlemeye çalışıyor... Son zamanlarda ne okusam aklım 'kent' olgusuna gidiyor. Ayhan'ı okurken de yine böyle hissettim. Ayhan'ın böylesine yalnızlığı seçişi hatalı elbette. Aksiyona geçebilse, kendi gibi nahif kişiler bulabilirdi. Onlarla hemdem olabilirdi. Ayhan ailesinde de sevgi görmediğinden bu yolu seçmiş. Ailede sevgi eksikliği oluyorsa, kişi hiç kimseyi sevemiyor demek ki. Belki de sevmeye değer görmüyor kendisini.
Güray Süngü
Güray Süngü
karakterini öyle iyi kurmuş ki, Ayhan'la ilgili aklımda hiç soru işareti kalmadı. Onu yargılamaktansa anlayabildim. Onun ruhunu böyle iyi anlatabilmesi
Güray Süngü
Güray Süngü
'nün diğer kitaplarını da okuma listeme almamı sağladı. İyi ki var böyle yazarlar, insana insanı anlatan; amacı insanların insanları anlamalarını sağlamak olan...
Pencereden
PenceredenGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2020514 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.