Zaman her şeyin ilacı da olsa, o acıların yarası zamanla kabuk da bağlasa; o yara, her hatırlanışta kabuğun altından ılık ılık kanamaya devam eder. Bir yandan da yaranın tam olarak iyileşmesini istemezsin, yara kanarken kendini sana hatırlattığı için, unutmazsın. Ama yarayı deşmek de işine gelmez çünkü o zaman da acıyan yerinden başka şey düşünemezsin. Kaybettiğin şeylerin yerini doldurması için arayışa girmek en kolayıdır. Yerine koyacağın şeyi aramak bile, kaybettiğin şeyi hatırlatması gibi bir paradoks üretir. Ama sonuçta bir şey koyulur yerine.