…yolum İstanbul'a düşerse en çok camileri gezmek isterim. (İlyas, devrimi yapamadığına değil terk ettiğine yandığı şehir de merak ettiğim ilk şeyin camiler olduğunu duysa kızar mıydı? İlyas bu, sağı solu belli olmaz, kızar da sevinir de.) Yeni yapılanların hiçbir özelliği yok. Yeni demişken, Koca Tepe Camii'ni de gördüm, sanki alt katına market açmak için yapıl mış. Camilerle kiliseler arasındaki en büyük fark nedir dense, önce bakımlılık sonra sadelik derim. Nedense camiler dükkanlarla iç içeler. Kiliseler öyle değil, kiliseler ticaretten uzak duruyorlar. Mesela kilisede konser ve tiyatro salonu gör düğümü hatırlıyorum. İlginç. Yine de oralar, bence, insanın kendini rahat ve büyük değil, huzurlu ve küçük hissettiği yer ler. Her şey neyse de, kapısında dilencinin olduğu bir yapının içinde nasıl huzur bulunuyor anlayabilmiş değilim. Bana çok bencilce hatta hastalıklı geliyor.