Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

415 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İntrovert ya da extrovert misiniz? Veyahut tanımlayamıyor musunuz?
“Eşim ve çocuklarım hariç herhangi bir arkadaşım olmadan yıllarca yaşayabilirim" "Seninle,bana bak. En iyi arkadaşlarımdan birisin ve sadece sen beni aradığında görüşü­yoruz! Sosyalleşmeyi sevmiyorum. Hayalim ailemle geçimimi bin dönümlük bir araziden sağlamak. Bu hayalde asla bir arka­daş grubu göremezsin. Yani kamusal karakterimde her ne görüyor olursan ol, aslında içedönük biriyim. Temelde her zaman olduğum kişiyle aynı insan olduğumu düşünüyorum. Son dere­ce utangaç, ama bunu telafi ediyorum." İçe dönük ve dışa dönük. İngilizcesi introvert-extrovert, Almancası introvertiert-extrovertiert . Kişilik tanımında bu iki gruplandırma popülerliğini her geçen gün artıran düzeyde önem arzediyor ama henüz kendini hangi grupta tanımlayacağını bilmeyenler de çoğunlukta. Öncelikle bu kitap bir kişisel gelişim kitabı değil. 1K’da kitabın tanıtımı öyle yapılsa da. 20. Yüzyılda psikologlar , sosyal hizmet uzmanları “utangaç” olarak tarif edilen çocuklara odaklanmış ve bu çocukları “uyumsuz kişiliğe sahip” olarak tanımlamışlardır. Özellikle batı toplumlarında cana yakın bir kişiliğin toplumsal ve maddi başarı getirdiği, utangaçlığın ise alkolizmden intihara kadar vahim bir takım sonuçlara yol açtığına inanılmıştır. Uzmanlar ebeveynleri çocuklarını doğru sosyalleştirmeleri noktasında teşvik etmiştir. Ebeveynler de bu tavsiyeleri kabullenmiş, sessizliğin bir problem, girginliğin ise bir ideal olduğunu düşünmüşlerdir. Hatta klasik müzik gibi popülerliğe engel olacak tek kişilik hobilerden çocuklarını vazgeçirmişlerdir. Çocuklarını daha küçük yaşta okula başlatmışlardır. İçe dönük olmak ciddi bir sorun olarak görülmüştür. Daha ilkokulda başlayan “utangaçlık” alerjisi üniversitelere de yayılmış, dünyanın en iyi üniversiteleri öğrenci seçimlerinde bu kritere özel önem vermiştir: Harvard'ın dekanı Paul Buck 1940'ların sonlarında Harvard'ın "hassas, nevrotik" tipleri ve "entelektüel açıdan aşırı uyarılmış" olan­ları, "sağlıklı dışadönük" türden erkek çocuklar lehine reddet­mesi gerektiğini beyan etmiş, 1950'de Yale'in rektörü Alfred Whitney Griswold da ideal Yale öğrencisinin "çatık kaşlı, uzman­laşmış entelektüel değil çok yönlü bir erkek" olduğunu bildirmiştir. Eğlenme, kendimizi satma ve görünürde asla kaygılı olmama baskısı her geçen gün artmaktadır. Kitapta verilen örneklere göre; kendilerini utangaç bulan Amerikalılar'ın sayı­sı 1970'lerde yüzde 40 iken 1990'larda yüzde 50'lere ulaşmıştır. "Sos­yal anksiyete bozukluğu"nun-ki temelde patolojik utangaçlık anlamına gelir-bugün beş kişiden birinin başına bela olduğu düşünülmektedir. Psikiyatrların kutsal kitabı Tanı ve İstatistik Kılavuzu'nın en son versionu (DSM-V), topluluk önünde ko­nuşma korkusunu, bundan mustarip kişinin işine engel olduğu takdirde bir patoloji-bir sıkıntı kaynağı değil, dezavantaj değil, ama bir hastalık olarak görmektedir. İçe dönük kişilik yapısı bir hastalık olmadığı gibi başarıya da engel teşkil etmez. Yazar içe dönük ve hayatı boyunca utangaç olarak etiketlenen ama çok başarılı olan ünlü kişilere örnek verdiği gibi, aynı zamanda da kişisel gelişim adı altında topluma sürekli pompalanan “harekete geç” mottosunu, herkesin iş ve sosyal hayatında popüler olması gerektiği şeklindeki akımı da eleştirir . Bu eleştiriyi de kişisel gelişim dünyasının yakından tanıdığı, ABD başkanlarından Fortune 500 CEO larına kadar danışmanlık veren
Anthony Robbins
Anthony Robbins
üzerinden yapar. Bu bölümde ilginç detaylar vardı. Örneğin yazara göre ; Robins akademik psikologların ça­lışmalarını sindirmeyi ve bunu, seyircilerin kendilerinin kılabile­ceği samimi bilgilerle bir şov halinde paketlemeyi başarmıştır. Ama Tony'le ilgili mesele-insanları onun ürünlerini satın al­maya çeken şey-onun, her iyi satış elemanı gibi, pazarladığı şeye inanıyor oluşudur. İnsanlar için en iyisini istemekle bir malikanede yaşamayı istemek arasında belli ki hiçbir çelişki gör­müyor. Satış becerilerini sadece kişisel kazanç için değil, aynı zamanda ulaşabildiği kadar çok kişiye yardım etmek için kul­landığına bizi ikna ediyor. Sessizliğin itibar gördüğü Asya ve doğu toplumları ile gürültünün ve çok konuşmanın itibar gördüğü batı toplumlarını yazar, zeka testleri ile TIMSS (Uluslararası Matematik ve Bilim Çalışmalarında Trendler) üzerinden karşılaştırmıştır. Amerika’daki okullarda sessiz ve asosyal kişilikleri ile tanınan Asyalı öğrenciler için sonuçlar şaşırtıcıdır. Kore, Singapur, Japonya ve Tayvan gibi Asya ülkeleri sürekli listenin başında yer alır. Örneğin 1995'te, TIMSS sınavının ilk kez yapıldığı yılda Kore, Singapur ve Japon­ya dünyanın en yüksek ortalama orta öğretim matematik pu­anlarına sahiptir ve bilimde dünya çapında ilk dört arasındadır. Yazar kitabın son bölümünü içe dönük çocukları olan ebeveynlere ayırmış. “İçedönük bir çocuk için yapabileceğiniz en iyi şey onunla beraber yeniliğe verdiği tepki üzerinde çalışmaktır. İçedönükle­rin sadece yeni insanlara değil, yeni mekan ve olaylara da tepki verdiğini hatırlayın. Bu nedenle çocuğunuzun yeni durumlar­daki ihtiyatını başkalarıyla ilişki kurma acizliğiyle karıştırmayın. O insan temasından değil, yenilikten ya da aşırı uyarımdan irkilmektedir.” Son olarak; “başkaları avluda kadeh­lerini tokuştururken siz arka bahçede bir ağacın altında oturu­yorsanız, elmanın sizin kafanıza düşmesi daha muhtemeldir. (Newton dünyanın en büyük içedönüklerinden biriydi.) İyi bir okur olma yolunda içe dönük bir kişilik her zaman avantajdır sevgili kitap dostları:)
Sakinler de Kazanır
Sakinler de KazanırSusan Cain · Optimist Yayınları · 2012130 okunma
··
5 artı 1'leme
·
823 görüntüleme
Lal okurunun profil resmi
İçime dönmek istiyorum ama müsade etmiyorlar 😅
Farfallina okurunun profil resmi
Ah bu sistemin gözü kör olsun😅
Dağlar okurunun profil resmi
Feyza'm emeğine sağlık yine keyifli bir inceleme....alintilarda ilgimi çekmişti bakalım belkim okurum🥰😘😘😁📚📚
Farfallina okurunun profil resmi
Gülom teşekkür ederim ☺️ Çok beğendim. Bence seversin, şans ver derim🥰😘😘📚
Distopya okurunun profil resmi
Newton olduğumu farkettim şu an.Ama olsun.😅.Kalemine sağlık Feyzam.💐👌🏻
Farfallina
Farfallina
Yine Dopdolu bir inceleme olmuş.✨👏🏻.İncelenmelerini okumayı merakla beklediğim nadir okurlardansın.Sen hep yaz ben okurum.😇
Farfallina okurunun profil resmi
Çok yerinde bir farkediş ama😇 Gerçekten okurken “bende de bu var” dediğim örnekler oldu. Kişilik özelliklerinde birey - durum karşılaştırması ilginçti.Çocukluk, okul ortamı, üniversite, iş ve evlilik hayatı örnekleri vardı. O bölümlerde “bundan mı kaynaklıymış” dediğim yerler okudum. Tavsiye ederim , gönül rahatlığıyla 🙏 Çok teşekkür de ediyorum içten yorumun için🌺 Çok şanslıyım o zaman, senin gibi değerli okurlar incelememi okuduğu için ☺️💜💜
1 sonraki yanıtı göster
Canaokumalar okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık, çok güzel bir inceleme olmuş 🙏🙏Çok yakınlarda, bu çalışmadan habersiz, hasta olduğumu zanneden bir arkadaşıma, rahatsız değil ondan farklı olduğumu, o dışadönükken benim içedönük olduğumu açıklamaya çalıştım 😂İncelemeyi okumak zamanlama olarak biraz da şaşırttı 🙂Bu kitabı hediye edip okumasını sağlarsam bi nebze olsun içini rahatlatabilirim sanırım 🙂
Farfallina okurunun profil resmi
Maalesef sadece bizim toplumumuzda değil, batı toplumlarında da içe dönük olmak, patolojik bir problem olarak görülüyor . Sosyal anksiyete bozukluğunun belirtileri arasında da sıralanıyor. Bu kitap da bu problemi ele almış ve gayet kapsamlı analiz etmiş. Ampirik çalışmalara da yer vermesi güvenilirliğini artırıyor. Hediye edilecek beş yıldızlı bir kitap 👌😅 Ayrıca çok teşekkür ederim değerli katkınız ve yorumunuz için🙏🌺💜
Farfallina okurunun profil resmi
Özellikle ebeveynler ve öğretmenler için değerli bilgiler vardı. Çocuğunun utangaç, ergenlik döneminde ise sosyal fobisi olduğunu düşünen ebeveynlere,sınıfında sessizliği ve arkadaş yoksunluğunu farkettiği öğrencileri olan öğretmen okurlara tavsiye ediyorum 🙏 “Bu arada Lewis Carroll da bir içedönüktür. O olmadan Alice Harikalar Diyarı'nda olamazdı. Ve bu artık bizi şaşırtmamalı.”(syf.348)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.